A9 TV Canlı Yayın

16 Nisan 2015 Perşembe

Karıncaların Asit Fabrikaları

Karıncaların vücutlarında, formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Karıncalar antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi düzenli olarak vücutlarına sürerler. Bu şekilde hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş olurlar.
 
Karıncaların vücutlarından salgılanan bu asitten haberdar olmaları ve bunu nasıl kullanacaklarını bilmeleri hayret vericidir. Ancak bundan çok daha şaşkınlık veren konu, başka canlıların da karıncaların bu özelliğinden haberdar olmasıdır.

Bazı kuş türleri de karıncalardaki bu asidi kullanırlar. Kuşlar karıncalar gibi kimyasal maddeler salgılayamazlar. Ancak sık sık karınca tepelerine gidip, karıncaların tüylerinin arasında dolaşmalarına izin vererek, onların ürettikleri asitten faydalanırlar. Bu yöntem sayesinde vücudu formik aside bulanan kuş, üzerindeki tüm parazitlerden kurtulmuş olur.

Karınca, mantara karşı formik asidin etkili olduğunu ya da bu asidin formülünü nereden bilir? Nasıl olup da vücutlarında böyle tehlikeli bir asit üretilmesine rağmen karıncalar bundan zarar görmez? Dahası kuşlar karıncalarda formik asit olduğunu ve bunu parazitlerinden kurtulmak için kullanabileceklerini nereden bilirler?

Öncelikle bu kimyasal maddenin nasıl ortaya çıktığı sorusunun cevaplanması gerekmektedir. Özelliği olan, işe yarayan kimyasal bir maddenin kendiliğinden ortaya çıkması kesinlikle imkansızdır. Formik asidi düşünelim. Bu asidin sentezlenmesindeki bir hata, kimyasalın antibiyotik özelliğini yitirmesi demektir. Ayrıca ortaya zararlı başka maddelerin çıkma ihtimali de vardır.

Durum böyleyken bu maddeyi karıncanın sentezlemiş olması ya da bu asidin tesadüfen karıncanın vücudunda oluşmuş olması çok mantıksız bir iddia olur. Bunu bir kenara bırakarak asidin formülünün tam gerektiği şekilde oluştuğunu varsayalım. Bu da hiçbir şeyi değiştirmeyecektir, çünkü karıncanın vücudunda hem asit üretecek hem de karıncanın zarar görmesini engelleyecek korumalı bir sisteme de ihtiyaç vardır. Dolayısıyla karınca bunların tümüne aynı anda sahip olmak zorundadır. Bu durum karıncadaki bezlerin, evrimcilerin iddia ettikleri gibi, aşama aşama oluşmalarının mümkün olmadığını açıkça göstermektedir.

Bu canlıların hiçbirinin bu işleri kendi kendilerine yapmaları mümkün değildir. Gerçek şu ki, karıncalar var olan özellikleriyle bir anda ortaya çıkmışlardır. Gerek formik asidi, gerek bunların üretimini yapabilecek özellikteki bezleri gerekse de karıncaları sonsuz ilim sahibi olan Allah yaratmıştır.

Kuşlara, karınca yuvalarına giderek formik asitten faydalanmalarını ilham eden de Allah’tır. Allah tüm canlıların ihtiyacını bilen ve bunların karşılığını eksiksiz olarak yaratandır. Allah, herşeyi sarıp kuşatan olduğunu bir ayetinde şöyle bildirmektedir:

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi sarıp-kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi,12)

Bir insanın kimyasal deneyler yapabilmesi için bir kimya mühendisi olarak eğitim görmesi ve belli bir deneyime sahip olması gerekmektedir. Ama pek çok canlının sahip oldukları kimya bilgisi için ne eğitime ne de deneyime ihtiyaçları vardır. Çünkü onlar doğuştan itibaren bunun bilgisine sahiptirler. Bu canlıları sahip oldukları sistemlerle birlikte Yüce Allah yaratmıştır. Allah Yusuf Suresi’ndeki ayetlerde göklerde ve yerde yarattıklarına dikkat çekmekte ve şöyle buyurmaktadır:

Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de ona sırtlarını dönüp giderler. Onların çoğu Allah’a iman etmezler de ancak şirk katıp-dururlar. (Yusuf Suresi, 105-106)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.