Bazı bitkilerin tohumları su vasıtasıyla dağıtılır.
Bu tohumların diğerlerinden farklı özellikleri vardır.
Örneğin, suyu kullanarak tohumlarını dağıtan bitkiler
kendi ağırlıklarını azaltıcı ve yüzey alanlarını artırıcı
bir yapıya sahiptir. Bundan başka yüzen dokunun birkaç
değişik şekli olabilir. Havayla dolu olan hücrelerde
içi boşluklu süngerimsi bir yapı bulunabilir ya da hücre
aralarındaki boşluklar hemen hemen yok olacak şekilde,
tohumun içine hava hapsolmuş olabilir ve bu sayede tohum
yüzebilir. Ayrıca yüzen dokunun hücre duvarları suyun
içeriye girmesini engelleyecek bir yapıdadır. Bu bitkilerde
bunların dışında bitki ile ilgili bütün bilgilerin saklandığı
embriyoyu korumak için de ek bir iç katman vardır.
Bu sağlam yapıları sayesinde suyla taşınan tohumların
içinde yaklaşık 80 gün süreyle suda kalabilen ve bu
süre içinde hiç bozulmayan, çimlenmeyen tohumlar bile
vardır. Bunlardan en meşhuru hindistan cevizi palmiyesidir.
Palmiyenin tohumu, taşımanın güvenli olması için sert
bir kabuğun içine yerleştirilmiştir. Bu sert kabuğun
içinde uzun bir yolculuk için su da dahil olmak üzere
ihtiyaç duyulan herşey hazırdır.
Dış tarafı ise tohumun
sudan zarar görmemesi için oldukça sert bir dokumayla
kaplanmıştır. Hindistan cevizi tohumlarının en dikkat
çekici özelliklerinden bir başkası ise suda yüzebilmelerini
ve batmamalarını sağlayan hava boşluklarına sahip olmalarıdır.
Bütün bu özellikleri sayesinde hindistan cevizi tohumları
yüzlerce kilometrelik bir yolu okyanus akıntılarıyla
aşabilirler. Kıyıya ulaştıklarında içlerindeki tohum
filizlenir ve bir hindistan cevizi ağacı olarak yetişir.
Hindistan cevizi tohumlarının tam karaya ulaştıkları
zaman açılmaları son derece ilginç ve istisnai bir durumdur.
Çünkü bilindiği gibi, bitki tohumları genellikle suya
değdikleri anda çimlenmeye başlar. Ama bu durum hindistan
cevizi bitkileri için geçerli değildir. Tohumlarını
suyla dağıtan bitkiler özel yapıları nedeniyle bu konuda
ayrıcalıklıdır. Eğer bu bitkiler de diğerleri gibi suyu
görür görmez çimlenmeye başlasalardı, soyları çoktan
tükenmiş olurdu. Oysa yaşadıkları şartlara uygun mekanizmaları
nedeniyle bu bitkiler varlıklarını sürdürebilmektedir.
Buradaki hassas özelliklerin ve tasarımın evrimcilerin
iddia ettikleri gibi tesadüfen gerçekleşemeyeceği açıkça
ortadadır.
Tohumların yedek besinlerinin ve sularının miktarı,
karaya ulaşma vakitleri kısacası tüm bu özelliklerindeki
ince hesaplamalar, tohumları yaratan, sonsuz akıl ve
bilgi sahibi olan Allah tarafından kusursuzca ayarlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.