A9 TV Canlı Yayın

26 Aralık 2010 Pazar

Sivrisinekler Su Üzerinde Yürümeyi Nasıl Başarırlar?

Bazı insanlar tarafından sıradan birer canlı olarak değerlendirilen sivrisinekler, aslında incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken birçok özelliğe sahiptirler. Çünkü evrendeki diğer tüm canlı-cansız varlıklar gibi sivrisinekler de kendilerini Yaratan Rabbimiz’in güç, bilgi ve sanatının birer tecellileridir. Nitekim Yüce Allah bir Kuran ayetinde bu gerçeği şöyle haber verir:

“Şüphesiz Allah, bir (dişi) sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, 'Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?' derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.” (Bakara Suresi, 26)

Kusursuz bir yaratılışa sahip olan bu canlıların tavan, duvar ve su gibi farklı yüzeylerde nasıl tutunabildiği ve yürüyebildiği, günümüzde pek çok araştırmaya konu olmaktadır. Araştırmalar sonucunda keşfedilen özellikler, Yüce Allah’ın üstün aklını, detay sanatını ve gücünün sınırsızlığını bir kere daha ortaya koymuştur.

Sivrisinek Ayaklarındaki Mükemmel Detaylar: Tüyler ve Oluklar

Sinekler ve bazı böcekler ustalıkla duvarlara ve tavan gibi yüzeylere tırmanıp yürüyebilirler, fakat suda yürüyemezler. Suda yürüyebilen bazı böcekler ise gölün üzerinde kolaylıkla yürürken, duvara tırmanmayı deneyecek olurlarsa yere düşerler. Fakat sivrisinek her iki yüzeyde de durabilmeyi başaran bir canlıdır. Düşmanlarından kaçarken duvarlara ya da tavanlara tırmanabilir, yumurtalarını ise göl ya da benzeri sulara bırakabilirler. İşte sivrisineklerin bu kadar geniş hareket etme imkanı bulmalarının nedeni yaratılış özelliklerindeki detaylardan kaynaklanır. Bu detaylar ayaklarındaki tüyler ve oluklardır.

Peki, Bu Tüy Ve Olukların Sivrisineğin Yürümesi Üzerindeki Katkısı Nedir?

  • Sivrisineklerin su yüzeyinde durmalarında, önceleri, ayaklarından salgılanan yapışkan bir sıvının yüzey gerilimi ile kombine olmasının etken olduğu sanılıyordu. Fakat yeni araştırmalar bu canlıların ayaklarındaki mikroskobik tüylerin minik hava kabarcıklarını tuttuğunu ve bu şekilde bir bot gibi suyun üstünde kolayca yüzmelerini sağladığını ortaya koymuştur. İşte sivrisineklerin dikey yüzeylere ve tavanlara kolayca yapışmalarını da sağlayan “setae” veya “mikrosetae” adı verilen bu tüycüklerdir.

  • Çıplak gözle görülmeyen setae adlı mikroskobik tüycükler, Yüce Allah’ın üstün aklının delili olan detaylarla donatılmıştır. Tek bir yöne doğru olmaları, iğne biçiminde bir şekle sahip olmaları, insan saçının bir telinden (insan saçının bir teli 80–100 mikrometre çapında) ortalama 30 kez daha ince olan 3 mikrometreden küçük çapları ve gözle görülemeyecek kadar ince olmalarına rağmen birkaç tabakadan oluşmaları bu detaylardan yalnızca birkaçıdır.

  • Sivrisineğin ayaklarındaki detaylar sadece tüylerle de sınırlı değildir. Bu tüyler ayrıca bir metrenin milyarda biri kadar olan yani nanometre ile ölçülebilen oluklara sahiptir. Sivrisineklerin bacaklarının tümünü kaplayan ve hava keselerinden oluşan bu küçük oluklar suyun yüzey gerilimini arttırır ve suyun bu oluklardan içeri sızmasını zorlaştırarak ayaklarının kuru bir şekilde su üstünde kalmasını sağlar. Oluklar küçüldükçe suyun araya girmesi de zorlaşır. Bu oluklar sivrisinek için hayati bir önem taşır. Çünkü kürek çeker gibi yüzerken suyun ayaklara nüfuz etmesi ve sineğin suya düşmesi durumunda yüzeye ulaşmak için kendi vücut ağırlığının 10 katı kadar bir güç kullanması gerekir.

    Sivrisinek, Yüce Allah’ın yarattığı diğer tüm canlılar gibi O’nun üstün aklının eserlerinden sadece biridir.

Tüycükler Ve Oluklar, Su Üzerinde Durmayı Nasıl Sağlar?

Hava Yastıkları: Suyun üzerindeki hava kabarcıkları mikrosetae’lar ve nano oluklar arasında tutulur. Bu şekilde hayvanın ayaklarının ıslanmasını önleyen hava yastıkları oluşur. Böylece sivrisinek su üzerinde durma ve yürüme özelliği kazanmış olur. Ördeklerin tüyleri de su geçirmezliği açısından aynı özelliğe sahiptir, ancak suda yürüyebilen hayvanların suda oluşturduğu itme gücü gibi etkili değildir. Bilim adamları bu tüylü ayakları süper hidrofoblar (su geçirmezler) olarak tanımlarlar.

Su yüzeyinde duran sivrisineğin bir tek bacağı kendi ağırlığının 23 katını taşır.

Su Çukurları: Sivrisineğin su üzerinde durmasında etkili olan bir başka detay, ayaklarının su yüzeyinde oluşturdukları çukurlardır. Oluşan çukurların içindeki suyun yüzey gerilimi onları su yüzeyinde tutar. Bu çukur, suyun hava ile temas eden yüzeyini küçültmeye çalışır ve bir trambolin (sıçrama brandası) gibi aşağı doğru kıvrılarak böceğin ağırlığını taşımasını sağlar. Ancak aynı prensip daha büyük canlılar ve insanlar için mümkün değildir. Çünkü suyun yüzeyi daha büyük bir cisim ya da canlının ağırlığı karşısında küçülür. Böylece ağırlığı taşıyabilecek yüzey gerilimi avantajından yararlanılabilecek yüzey alanı azalır. İşte bu yüzden su ağırlığı taşıyamaz. Eğer su üzerinde durmak için ihtiyacımız olan ayağın ölçüsünü hesaplayacak olursak, bunun yaklaşık bir kilometre kadar olması gerekirdi.

Sonuç

Sivrisineklerin hem duvarlar hem de suyun üzerinde yürüyebilmesi kuşkusuz olağanüstü bir durumdur ve hayati bir önem taşır. Çünkü suyun altında doğan ve bir larva süreci olan sivrisinekler yumurtalarını suyun yüzeyine bırakmak zorundadırlar. Bu işlem için sivrisineklerin su üzerinde durabilmelerini sağlayacak ayaklara sahip olmaları gerekir. Bu nedenle sivrisinekler su üstünde durmaya uygun çok kompleks özel ayak yastıklarına sahip olarak yaratılmışlardır. Bu özel hava yastıkları; ayaklar üzerinde bulunan mikro ölçekteki tüyler, bu tüyler üzerindeki nano ölçekteki oluklar ve suyun yüzey gerilimi sayesinde oluşur.

Sivrisinek, birkaç milimetre büyüklüğünde akıl ve bilinci olmayan bir canlıdır. Onu böyle hayranlık verici bir sisteme sahip kılan ise, insanı da sivrisineği de yaratan,"göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbi" (Meryem Suresi, 65) olan Yüce Allah'tır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.