Yolda karşılaştığınız bir arkadaşınız size "merhaba" dediğinde, arkadaşınızdan gelen ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanır. Ses, yolculuğu sırasında saniyenin ellide birinde 6 m. yol kat eder.
İki kulağın içinde titreşen hava, hızla orta kulağa kadar olan mesafeyi kat eder.7.6 mm çapında olan kulak zarı titremeye başlar. Bu titreme hareketi üç küçük kemiğe iletilir. Ses titreşimleri böylece mekanik titreşimlere dönüşür. Daha sonra ise bu kemiklerdeki titreşimler iç kulağa iletilir ve buradaki salyangoza benzeyen koklea isimli yapının içinde bulunan özel sıvıyı hareketlendirir.
Koklea'nın içerisinde farklı ses tonları birbirinden ayrıştırılır.Kokleanın içinde, tıpkı bir müzik aleti olan arpteki teller gibi, değişik kalınlıklarda ince teller uzanmaktadır. Arkadaşınızın sesi şimdi bu telleri adeta çalmaktadır. "Merhaba" sesi, başlangıçta düşük perdeden başlamış sona doğru yükselmiştir. Önce kalın teller titreşir sonra bunu inceleri takip eder. Sonunda iç kulaktaki on binlerce çubuk şekilli cisimcik, kendi titreşmelerini işitme sinirlerine aktarır.
Artık "merhaba" sesi sadece bir elektrik sinyalidir. Bu sinyal, işitme sinirleri içinde beyne doğru hızla ilerler. Sinirlerdeki bu yolculuk, sinyaller beyindeki duyma merkezine ulaşıncaya kadar devam eder. Bu yolculuğun sonunda beyindeki milyonlarca nöronun büyük bir kısmı, elde edilen işitme bilgilerini değerlendirmekle meşguldür. Böylece arkadaşınızın merhabasını duymuş olursunuz.
Burada son derece yüzeysel hatları ile anlatılan bu işlemler, gerçekte çok daha karmaşıktır ve saniyeden de kısa bir sürede gerçekleşir. Her gün yüzbinlerce kez görür ve işitiriz. Ancak çoğu zaman bunları nasıl yapabildiğimizi düşünmeyiz. Oysa gördüğümüz ve duyduğumuz herşeyi Rahman ve Rahim olan Allah'ın rahmetiyle görmekte ve işitmekteyiz. Bunun için de tüm bunlar müminlerin şükürlerine vesile olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.