Yengeçler, büyüdükçe yaşadıkları kabukların içine sığmamaya başlarlar. Bu nedenle bu canlılar da aynı bizler gibi sürekli taşınırlar. Fakat hermit yengeçleri ev arama ve bulma sürecinde insanlardan çok daha pratik ve sosyal bir yöntem kullanırlar.
Tufts Üniversitesi Sanat ve Bilim Okulu’nda ve New England Akvaryumu’nda görevli olan biyologlar tarafından yapılan bir araştırma, hermit yengeçlerinin yeni ve daha iyi bir ev bulmak için sosyal bir düzene göre hareket ettiklerini ortaya çıkardı.
Yapılan araştırmaya göre zamanla büyüdükleri için kabuklarına sığmamaya başlayan yengeçler, daha büyük bir ev bulabilmek için, salyangozların terk edilmiş kabuklarını aramaya başlıyorlar. Fakat, hermit yengeçlerinin uygun evi bulmaları sanıldığı kadar kolay olmuyor. Çünkü yengeçler, evleri konusunda çok seçici davranıyorlar. Üstelik kendilerine uygun bir ev bulamadıkları takdirde savunmasız kalıp düşmanlarının saldırılarına uğrama ihtimallerine rağmen…
Yengeçler Kendilerine Uygun Evi En Kısa Zamanda Nasıl Bulurlar?
Ev bulmak, yengeçler için çok kolay değildir. Çünkü her zaman yeterli sayıda yerleşecek kabuk bulunamayabilir ve birçok yengeç açıkta kalır. İşte hermit yengeçleri bu sorunu “sosyal bir düzen” oluşturarak giderirler.
Boş bir kabuk bulunduğunda, tüm yengeçler büyükten küçüğe doğru yeni evin önünde sıraya dizilirler. Bu yeni eve, ilk önce en önde yer alan en büyük yengeç yerleşir. En büyüğün yerleşmesinden sonra ise; sırayla tüm diğer yengeçler kabuğun içine doğru ilerler. Böylece tek bir büyük kabuk, pek çok yengece ev sahipliği yapmış olur.
Hermit Yengeçlerinin Fedakarlığı
Araştırmayı gerçekleştiren bilim adamlarına başkanlık yapan Randi Rotjan, araştırma esnasında hermit yengeçlerinin muazzam bir özelliklerine daha tanık olduklarını dile getirdiler: Fedakarlık…
Yapılan gözlemlere göre; bir hermit yengeci, yuva ararken kendisine büyük gelecek bir salyangoz kabuğu bulduğunda asla o kabuğa yerleşmiyor ve o kabuğa uygun büyüklükte başka bir yengeç gelene kadar bekliyor. Büyük yengeç geldiğinde tekrar büyükten küçüğe doğru bir sıra oluşturuluyor ve böylece hiçbir haksızlık yaşanmadan tüm yengeçler kendilerine uygun yeni bir yuvaya kavuşmuş oluyorlar. Randi Rotjan “Yengeçler, kuyruğa girmek için saatlerini harcıyorlar. Fakat kuyruğun yuvaya yerleşmesi yalnızca saniyeler alıyor. Tıpkı domino taşları gibi…” diyerek yengeçlerin oluşturdukları sosyal düzeni ve işbirliğini özetliyor.
Hermit yengeçlerinin yazı boyunca aktardığımız bu muazzam özellikleri, bizlere önemli bir gerçeği hatırlatmaktadır: Bu canlılara sosyal bir düzen kurmayı ilham eden ve fedakar davranışları yaptıran, Kendisi sonsuz merhametli ve şefkatli olan, tüm canlıların Yaratıcısı ve koruyucusu, Rahman ve Rahim olan Allah’tır. Rabbimiz’in sınırsız merhameti ve şefkati sadece bu canlıları değil, insan dahil olmak üzere tüm evreni kuşatır. Yengeçler gibi tüm canlıların Yüce Allah’a teslimiyetleri bir ayette şöyle bildirilmektedir:
“... Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.” (Al-i İmran Suresi, 83)
Hermit yengeçlerinin, kendilerini düşmanlarından koruyabilecekleri sert kabukları yoktur. Bunun yerine boş bir deniz kabuğundan koruyucu bir örtü oluştururlar. Daha önce bir deniz salyangozunun evi olan bu kabuğun, yengece uyumlu olabilmesi için dikkatli bir şekilde seçilmesi gerekir. Yengeç büyüdükçe ihtiyaç duyduğu kabuğun boyutu da büyüyecektir. Bu yüzden yengeç kendi kabuğu büyümeden önce yeni bir kabuk arayışına başlar. Yenisini bulduğunda hızlı bir şekilde eski kabuğundan yenisine geçer. Başka hiçbir savunması olmayan bir yengecin başka bir kabuk kullanarak kendisini korumayı akletmesi imkansızdır, böyle bir şeyi yengeç başkasından da öğrenmiş olamaz. Yeryüzündeki diğer bütün canlılar gibi hermit yengeçleri de yaratmada hiçbir ortağı olmayan Yüce Allah tarafından yaratılmışlardır.
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Paleontologlar tarafından bugüne kadar binlerce yengeç fosili bulunmuştur. En son bulunan yengeç fosili, 150 milyon yaşında olup bugünkü yengeçlerle tamamen aynı özelliklere sahiptir. Bulunan fosillerin ortak noktası, canlıların bugüne kadar hiçbir şekilde değişmediğini belgelemesidir.
Yengeçteki Kusursuz Göz Yapısı
Okyanusların derinliklerindeki zifiri karanlık bölgelerde, dev yarıklar boyunca uzanan ve fırlattığı suyun sıcaklığı 400 dereceye varan hidrotermal bacalar bulunur. Bu bacaların civarında Bythograea thermydron türü bir yengeç yaşar ve bu kadar yüksek bir sıcaklıktan etkilenmez.
Yaşadığı yer zifiri karanlıktır. Ancak bu karanlıkta yengecin gözü önemli bir yardımcıdır. Yengeci 400 dereceye varan sıcaklıktan uzak tutan gözündeki özel yapıdır.
Bu yengeçler, sineklerdeki gibi bileşik göz yapısına sahiptirler. Bu gözler odaklama yapabilen özelliktedir ve okyanusun bu derinliklerindeki zayıf ışığı algılayabilmektedir. Larva döneminden çıkan yengeçlerin gözleri diplere doğru kaybolan ışığı algılayabilmek için değişmeye başlar. Uzun sürede gerçekleşen bu değişim, yengecin DNA’sında kodlanmış özel program dahilinde kusursuz olarak gerçekleşir. Tamamen zifiri karanlıkta ve yaklaşık 4000 metre derinlikteki okyanus tabanına ulaşan erişkin bir yengeç iri, yalın (lense sahip olmayan) bir retinaya sahip oluyor. Işığa son derece duyarlı özellikteki bu gözler, zifiri karanlıkta yengece bir tür gece görüş dürbünü sağlar. Yengeç bu şekilde gözleri ile hidrotermal bacalar civarında mevcut olan zayıf ışıkları kolaylıkla algılayabilir. Böylece yüksek ısısı nedeniyle diğer canlıları öldüren hidrotermal bacaları da uzaktan algılayarak kendisini korur. Bu kompleks plan üstün bir aklın varlığını gösterir. Yüce Allah yengeci yoktan var etmiş ve onu ihtiyaç duyacağı özellikte gözlerle donatmıştır.
Tufts Üniversitesi Sanat ve Bilim Okulu’nda ve New England Akvaryumu’nda görevli olan biyologlar tarafından yapılan bir araştırma, hermit yengeçlerinin yeni ve daha iyi bir ev bulmak için sosyal bir düzene göre hareket ettiklerini ortaya çıkardı.
Yapılan araştırmaya göre zamanla büyüdükleri için kabuklarına sığmamaya başlayan yengeçler, daha büyük bir ev bulabilmek için, salyangozların terk edilmiş kabuklarını aramaya başlıyorlar. Fakat, hermit yengeçlerinin uygun evi bulmaları sanıldığı kadar kolay olmuyor. Çünkü yengeçler, evleri konusunda çok seçici davranıyorlar. Üstelik kendilerine uygun bir ev bulamadıkları takdirde savunmasız kalıp düşmanlarının saldırılarına uğrama ihtimallerine rağmen…
Yengeçler Kendilerine Uygun Evi En Kısa Zamanda Nasıl Bulurlar?
Ev bulmak, yengeçler için çok kolay değildir. Çünkü her zaman yeterli sayıda yerleşecek kabuk bulunamayabilir ve birçok yengeç açıkta kalır. İşte hermit yengeçleri bu sorunu “sosyal bir düzen” oluşturarak giderirler.
Boş bir kabuk bulunduğunda, tüm yengeçler büyükten küçüğe doğru yeni evin önünde sıraya dizilirler. Bu yeni eve, ilk önce en önde yer alan en büyük yengeç yerleşir. En büyüğün yerleşmesinden sonra ise; sırayla tüm diğer yengeçler kabuğun içine doğru ilerler. Böylece tek bir büyük kabuk, pek çok yengece ev sahipliği yapmış olur.
Hermit Yengeçlerinin Fedakarlığı
Araştırmayı gerçekleştiren bilim adamlarına başkanlık yapan Randi Rotjan, araştırma esnasında hermit yengeçlerinin muazzam bir özelliklerine daha tanık olduklarını dile getirdiler: Fedakarlık…
Yapılan gözlemlere göre; bir hermit yengeci, yuva ararken kendisine büyük gelecek bir salyangoz kabuğu bulduğunda asla o kabuğa yerleşmiyor ve o kabuğa uygun büyüklükte başka bir yengeç gelene kadar bekliyor. Büyük yengeç geldiğinde tekrar büyükten küçüğe doğru bir sıra oluşturuluyor ve böylece hiçbir haksızlık yaşanmadan tüm yengeçler kendilerine uygun yeni bir yuvaya kavuşmuş oluyorlar. Randi Rotjan “Yengeçler, kuyruğa girmek için saatlerini harcıyorlar. Fakat kuyruğun yuvaya yerleşmesi yalnızca saniyeler alıyor. Tıpkı domino taşları gibi…” diyerek yengeçlerin oluşturdukları sosyal düzeni ve işbirliğini özetliyor.
Hermit yengeçlerinin yazı boyunca aktardığımız bu muazzam özellikleri, bizlere önemli bir gerçeği hatırlatmaktadır: Bu canlılara sosyal bir düzen kurmayı ilham eden ve fedakar davranışları yaptıran, Kendisi sonsuz merhametli ve şefkatli olan, tüm canlıların Yaratıcısı ve koruyucusu, Rahman ve Rahim olan Allah’tır. Rabbimiz’in sınırsız merhameti ve şefkati sadece bu canlıları değil, insan dahil olmak üzere tüm evreni kuşatır. Yengeçler gibi tüm canlıların Yüce Allah’a teslimiyetleri bir ayette şöyle bildirilmektedir:
“... Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.” (Al-i İmran Suresi, 83)
Hermit yengeçlerinin, kendilerini düşmanlarından koruyabilecekleri sert kabukları yoktur. Bunun yerine boş bir deniz kabuğundan koruyucu bir örtü oluştururlar. Daha önce bir deniz salyangozunun evi olan bu kabuğun, yengece uyumlu olabilmesi için dikkatli bir şekilde seçilmesi gerekir. Yengeç büyüdükçe ihtiyaç duyduğu kabuğun boyutu da büyüyecektir. Bu yüzden yengeç kendi kabuğu büyümeden önce yeni bir kabuk arayışına başlar. Yenisini bulduğunda hızlı bir şekilde eski kabuğundan yenisine geçer. Başka hiçbir savunması olmayan bir yengecin başka bir kabuk kullanarak kendisini korumayı akletmesi imkansızdır, böyle bir şeyi yengeç başkasından da öğrenmiş olamaz. Yeryüzündeki diğer bütün canlılar gibi hermit yengeçleri de yaratmada hiçbir ortağı olmayan Yüce Allah tarafından yaratılmışlardır.
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Paleontologlar tarafından bugüne kadar binlerce yengeç fosili bulunmuştur. En son bulunan yengeç fosili, 150 milyon yaşında olup bugünkü yengeçlerle tamamen aynı özelliklere sahiptir. Bulunan fosillerin ortak noktası, canlıların bugüne kadar hiçbir şekilde değişmediğini belgelemesidir.
Yengeçteki Kusursuz Göz Yapısı
Okyanusların derinliklerindeki zifiri karanlık bölgelerde, dev yarıklar boyunca uzanan ve fırlattığı suyun sıcaklığı 400 dereceye varan hidrotermal bacalar bulunur. Bu bacaların civarında Bythograea thermydron türü bir yengeç yaşar ve bu kadar yüksek bir sıcaklıktan etkilenmez.
Yaşadığı yer zifiri karanlıktır. Ancak bu karanlıkta yengecin gözü önemli bir yardımcıdır. Yengeci 400 dereceye varan sıcaklıktan uzak tutan gözündeki özel yapıdır.
Bu yengeçler, sineklerdeki gibi bileşik göz yapısına sahiptirler. Bu gözler odaklama yapabilen özelliktedir ve okyanusun bu derinliklerindeki zayıf ışığı algılayabilmektedir. Larva döneminden çıkan yengeçlerin gözleri diplere doğru kaybolan ışığı algılayabilmek için değişmeye başlar. Uzun sürede gerçekleşen bu değişim, yengecin DNA’sında kodlanmış özel program dahilinde kusursuz olarak gerçekleşir. Tamamen zifiri karanlıkta ve yaklaşık 4000 metre derinlikteki okyanus tabanına ulaşan erişkin bir yengeç iri, yalın (lense sahip olmayan) bir retinaya sahip oluyor. Işığa son derece duyarlı özellikteki bu gözler, zifiri karanlıkta yengece bir tür gece görüş dürbünü sağlar. Yengeç bu şekilde gözleri ile hidrotermal bacalar civarında mevcut olan zayıf ışıkları kolaylıkla algılayabilir. Böylece yüksek ısısı nedeniyle diğer canlıları öldüren hidrotermal bacaları da uzaktan algılayarak kendisini korur. Bu kompleks plan üstün bir aklın varlığını gösterir. Yüce Allah yengeci yoktan var etmiş ve onu ihtiyaç duyacağı özellikte gözlerle donatmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.