Günümüzde ulaşılan teknoloji ile yapılan araştırmalar sonucunda, uzun
yıllar boyunca verimsiz olduğu düşünülen okyanusların derinliklerinde
de yaşam olduğu belirlenmiştir. Güneş ışınlarının ulaşabileceğinden çok
daha derinlerdeki bu yaşam, oldukça zorlu koşullara rağmen, Yüce
Rabbimiz'in eşsiz yaratışı ile sürmektedir. Okyanusun zor şartları
altında yaşamını sürdüren canlılardan biri de baca yengecidir.
Okyanuslarda derinliğe bağlı olarak sıcaklık, basınç, besin
maddelerinin yoğunluğu ve ışık oranı değişir. Deniz yüzeyinden tabanına
doğru inildikçe koşullar farklılık gösterir. Bununla birlikte her
derinlikte, ortamın koşullarına uygun yapı ve sistemlere sahip canlılar
yaşarlar. Bu canlılardan sadece özel denizaltılarla ulaşılabilen
derinliklerde yaşayan türleri araştıran bilim adamları, bir yengeç
türünün mükemmel göz yapısını gün ışığına çıkarmışlardır.
Yaşamını 2500 Metre Derinlikte Sürdüren Bir Canlı
Okyanusların derinliklerindeki zifiri karanlık bölgelerde, dev
yarıklar boyunca uzanan ve fırlattığı suyun sıcaklığı 400 dereceye varan
hidrotermal bacalar bulunur. Pek çok canlı için ölüm tehlikesi
oluşturan bu bacalar, bilimsel adı “Bythograea thermydron” olan baca
yengecini ise etkilemez.
Hayata bir larva olarak adım atan baca yengeci yaşamının bu
dönemlerini okyanusun orta derinliklerinde geçirir. Yaklaşık 1000 metre
derinliğindeki bu alanları büyüdükçe terk eder ve daha derinlere doğru
gitmeye başlar. Yengeç, erişkin döneme ulaştığında ortalama 1500 metre
daha aşağıya inerek, yaklaşık 2500 metre derinlikteki okyanus tabanına
yerleşir.
Okyanusun bu derin sularında ortaya çıkan yüksek basınçlara, ancak
bedenindeki özel yaratılış sayesinde dayanabilen baca yengeci, deniz
seviyesinden tam 250 kat daha fazla basınçta rahatlıkla yaşamını
sürdürebilir. Allah'ın yaratma sanatının güzel bir tecellisi olan bu
canlının gözleri de yaşamı süresince pek çok değişiklik gösterir.
Baca Yengecinin Gözlerindeki Mucizevi Değişim
Pennsylvania'daki Franklin & Marshall Üniversitesi
nörologlarından Robert Jinks ve ekibi, Pasifik Okyanusu'nun 2500 metre
derinliğinde yeni yumurtlamış bir baca yengecinin yumurtalarını karanlık
bir laboratuvar ortamında büyüttüler ve bu süre boyunca gelişen
larvaların gözlerinin gelişimini takip ettiler. Yengecin üzerinde
yapılan bu gözlem sonucu, larva döneminde bileşik göz yapısına sahip
olan bu canlıların, erişkin hale geldiğinde bambaşka bir yapı olan,
yalın retinal göz yapısına kavuştukları ortaya çıktı.
Larva döneminden çıkmalarıyla ağırlıkları artan yengeçler, zamanla
daha derine inerler. Bunun ardından baca yengeçlerinin gözleri, değişen
ortamla birlikte, okyanusun karanlıklarında yaşayan ışık saçan
canlıların yaydığı mavi-yeşil ışığa duyarlı göz yapısına bürünür. Yengeç
erişkin hale geldiğinde ise çok daha şaşırtıcı bir dönüşüm yaşanır.
Yengecin gözleri tamamen model değiştirir ve gözler iri, yalın bir
retina haline gelir. Bu retinada lens bulunmaz ve dolayısıyla görüntü
oluşturmaz. Işığa çok daha duyarlı olan bu gözler, zifiri karanlıkta
sadece hidrotermal bacalardan yayılan zayıf ışıkları kolaylıkla
algılayabilirler. Böylece etrafa 350 derecelik bir ısı yayan ve yaklaşan
herşeyi pişiren hidrotermal bacaları uzaktayken bile fark edebilirler.
Baca yengecinin gözlerinde gerçekleşen bu dönüşüm tam anlamıyla bir
yaratılış mucizesidir. Gerek bileşik göz, gerekse yalın retina
yapısındaki göz, birbirlerinden tamamen farklı yapılara sahiptirler. Bu
kadar farklı iki yapının kusursuz olarak birbirini izlemesi, göz
hücreleri tarafından yürütülen birçok hassas adıma dayalı, eksiksiz bir
planın varlığını gerektirir. Yengecin gözlerindeki bu kompleks plana ait
tüm bilgiler yengecin DNA'sında kendisi bir yumurta halindeyken dahi
eksiksiz olarak bulunur. Bu bilgilerde gözün hangi tarafında, hangi tür
yapı moleküllerinin, kaç yaşında üretilip yerleştirileceği ile ilgili
tüm detaylar yer alır.
Yüce Allah yengeci, sahip olduğu kusursuz organ ve sistemlerle
birlikte yoktan var edendir. Basınca dayanıklı yapısı, foton dedektörü
gözleri, özel kıskaçları ve okyanus tabanında kolaylıkla ilerlemesini
sağlayan ayaklarıyla yengeç, Allah'ın yaratma delillerinden sadece bir
tanesidir. Yüce Allah bir ayette evrende yarattığı varlıkların "içten Allah'a yönelen her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikir" olduğunu bildirmektedir. (Kaf Suresi, 8)
Baca Yengeçlerinin 400 Derecelik Evleri: Hidrotermal Bacalar
1970'li yılların son dönemlerinde keşfedilen hidrotermal bacalar
okyanus tabanlarındaki uzun yarıklar boyunca uzanırlar. Bu yarıklarda
bulunan ve erimiş halde bulunan kayalar suyu ısıtır ve içlerindeki
mineralleri ısınan suyla birlikte fışkırtırlar. Fışkıran mineraller
çökelir ve zamanla birikerek bacaları oluştururlar. Bacalar civarında
sıcaklık tam 400 dereceyi bulmaktadır. Normalde 100 derecede kaynayan
su, derinliğin sebep olduğu basınç yüzünden bu kadar yüksek sıcaklıkta
bile kaynamaz. Bu derinliklerde yengeçler, bakteriler, boyları 3 metreyi
bulan dev solucanlar ve önceden hiç rastlanmayan derin su balıkları
yaşamaktadır. Buradaki hayat türüyle ilgili bilinmesi gereken önemli bir
özellik vardır.
Fotosentez güneş ışığına dayanan bir reaksiyondur. Oysa bu kadar
derinlere güneş ışığının erişmesi imkansızdır. Dolayısıyla binlerce
metre derinlikte hayat fotosenteze değil kemosenteze dayalıdır.
Kemosentez, bakterilere enerji sağlayan ve kimyasallara dayanan
reaksiyonun adıdır. Beslenme zincirinin en altında bakteriler bulunur.
Bunlar bacalardan sıcak suyla fışkıran sülfür elementiyle beslenirler.
Diğer canlılar da bu bakterileri yiyerek enerji elde ederler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.