- Stenocaranın su depolama sistemi nasıl çalışır?
- Bu canlının su depolama sistemindeki yapısal özellikler nelerdir?
- Stenocara bilim dünyasına nasıl ilham kaynağı olur?
Stenocaranın yaşadığı yer, Güney Afrika’da bulunan Namib Çölü’dür. Bu çöl dünyanın en kurak alanlarından biri olarak gösterilir. Burada 60 dereceyi bulan gündüz sıcaklıklarının yanı sıra esen sert rüzgarlar da yaşamı son derece zorlaştırır. Yağmur neredeyse hiç görülmez. Namib Çölü’nde yaşayan canlılar için tek su kaynağı, ayın sadece 6 günü sabahları ortaya çıkan sis damlacıklarıdır.
Bu çölde yaşayan az sayıdaki canlı türünü inceleyen Chris Lawrence ve Andrew Parker isimli İngiliz bilim adamları stenocara böceklerinin diğer türlere nazaran sıcaklarda daha hareketli olduğunu gördüler. Bir ekip çalışması sonucunda toplanan stenocara böcekleri Lawrence ve Parker tarafından da detaylı bir laboratuvar incelemesine tabi tutuldu. Böceğin mikroskop altında incelenen sırtında, suyu şaşırtıcı bir şekilde yakalayıp hayvanın ağzına ileten özel bir yaratılış olduğu ortaya çıkarıldı. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulur:
“O Allah ki yaratandır, kusursuzca var edendir, şekil ve suret verendir...” (Haşr Suresi, 24)
Stenocara Suyu Nasıl Depolar?
Stenocaranın Dış Kabuğunun Yapısal Özellikleri
Bilim adamlarının Nature isimli bilim dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, böceğin sırtında adeta bir mimari plan bulunmaktadır. Bilim adamları su damlasını etkileyen faktörler arasında matematiksel bir denklem bulunduğunu ortaya çıkardılar. Buna göre rüzgarın hızı, su damlacığının ideal büyüklüğü ve tepenin eğimindeki açı arasında özel bir denge vardır. Yani tepelerin açısı biraz daha farklı olsa veya balmumuyla kaplı yüzey biraz daha dar olsa su böceğin ağzına akmadan buharlaşacaktı. Elbette böyle bir durumda böcek bu su toplama sisteminden mahrum kalacaktı.
Bu böcekteki yapısal özellikleri Allah’ın yarattığı ortadadır. Hiçbir böcek çölde yürürken sırtında özel tepecikler çıkaramaz, bunları özel malzemelerle kaplayamaz, tepe eğiminin uygun matematiksel açısını belirleyemez. Bir bilim adamının tasarladığından iki kat daha etkili bir su toplama ünitesi tasarlayamaz. Yüce Allah yaşadığı sıcak ortamda böceğe böyle etkili bir su toplama sistemi bahşetmiştir. Bilimin doğadaki yaratılış mucizelerini taklit etmeye başlaması Allah’ın yaratışının kusursuzluğunu göstermektedir.
“O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir”. (Mülk Suresi, 3-4)
Bilim adamları bu küçücük böceğin sırtındaki mühendislik harikasının günümüzde 22 ülkede kullanılan sis toplama ünitelerinden çok daha etkili olduğunun altını çiziyorlar. Bilim adamları son günlerde bu canlıdaki yaratılış özelliklerinden ilham alarak milyarlarca küçük karbon tüple havadaki nemi depolamayı hedeflemektedirler. Bu milyarlarca küçük karbon tüp aracılığıyla bir gün dünyanın en kurak yerlerinde bile havadaki nemin depolaması ve kuraklığa çözüm olması mümkün olabilecektir.
Stenocarayı inceleyen bilim adamları, ormanın bir santimetre yüksekliğindeki toprak tabakası üzerine - üste suyu seven ve alta suyu iten - karbon nano tüp adı verilen karbon atomlu ince silindirler yerleştirdiler. Böylece herhangi bir güç kaynağına ihtiyaç duyulmadan ormanın üst tabakası su moleküllerini içine çekti. Nem ise su itici polimerler tarafından toprağın içine çekildi. Orman artık tıpkı bir sünger gibi topladığı suyu sıkabilir. Bu sayede su tekrar tekrar kullanılır hale gelir.
Bilim adamlarına göre bu yöntem etkili bir su oluşturma potansiyeline sahiptir. Özellikle yeterli yağış olmayan bölgelerde yerel nüfusu desteklemek için faydalı olacağını düşünmektedirler.
SONUÇ
“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.” (Al-i İmran Suresi, 190-191)
Kuran’da Yüce Allah insanları, doğayı incelemeye ve buradaki “ayetleri” görmeye çağırır. Çünkü evrendeki canlı-cansız tüm varlıklar, “yaratılmış” olduklarını gösteren işaretlerle doludur ve kendilerini Yaratan’ın güç, bilgi ve sanatını göstermek için vardırlar. Stenocara örneğinde görüldüğü gibi düşünen ve aklını kullanan insanlar için Allah’ın yaratması çok açıktır. Ayette şöyle buyrulur: “Şüphesiz müminler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.