Fener balığı olarak
bilinen balık türü, kendine has son derece farklı bir hayat sürer.
Fener balığındaki ilk belirgin özellik; erkekleri ile dişileri
arasındaki büyük farklılıktır. Bu türün dişileri, erkeklerinden 10-15
kat büyüktür. Dişileri 40-150 cm boyutlarında olabilirken, erkekleri
sadece 4 cm kadardır. Yani bu türün erkekleri cücedir.
Erkek ve dişi balıklar arasındaki tek fark büyüklükleri değildir. Erkek
fener balıkları henüz yavruyken dişleri düşer. Bu durumdayken fener
balıkları açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar.
Merhamet edenlerin en merhametlisi olan Yüce Rabbimiz’in bu canlıya
olan şefkati çok büyük bir iman hakikatidir. Normal şartlarda dişlerini
kaybettiği için beslenemeden ölmesi beklenen bu canlı, son derece sıra
dışı bir biçimde ihtiyaç duyduğu besinlere ulaşır. Şöyle ki:
Erkek fener balıklarının başlarının üçte birini kapsayan dev burun
delikleri vardır. Bu burun delikleriyle yaratılmış olmaları çok özel bir
durumdur. Erkek fener balıklarının iyi koku alması önemlidir, çünkü bu
canlılar dişilerini feromen denen özel kokulu salgılarını takip ederek
bulurlar.Peki henüz yavru olan fener balığı neden dişisini arar?
Çünkü erkek fener balıklarının beslenebilmek için dişi balığa
ihtiyaçları vardır. Erkek fener balıkları, dişi balığı bulduğunda sağlam
kıskaçlarıyla ona tutunur. Dişi balık erkek balıktan o kadar büyüktür
ki aynı anda dört beş erkek balık, dişiye tutunabilir.
Asıl şaşırtıcı olay, erkek balıklar dişiye tutunduktan sonra
gerçekleşir. Erkek balığın kıskaçlarıyla tutunduğu noktadan dişinin deri
ve damar sistemleri birbiriyle kaynaşır! Bu inanılmaz olay neticesinde,
cüce erkek artık dişinin adeta bir uzvu gibidir. Birleşen damar
sistemleri sayesinde dişinin kanından geçen besin öğeleri erkeğin
vücuduna da ulaşır. Böylece erkek ihtiyaç duyduğu besini dişiden alır.
Bu noktada durup bu olayın şaşırtıcılığı üzerine düşünmek gerekir. İki
farklı canlının derilerinin ve hatta damar sistemlerinin birleşmesi hiç
beklenmedik bir olaydır. Cüce erkek fener balığının dişlerinin
döküldüğünü gören her insan, bu canlının artık yaşamasının imkânsız
olacağını düşünür. Böyle sıra dışı bir yöntemle beslenerek hayatta
kalması, Allah’ın bu canlı üzerindeki rahmetinin bir tecellisidir.
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait
olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de
bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.