Günümüzde çağın hastalıkları olarak isimlendirilen "stres ve depresyon", kişiye yalnızca psikolojik olarak zarar vermekle kalmıyor. Aynı zamanda insan bedeninde de fiziksel olarak çeşitli etkilerle kendisini gösteriyor.
Stres ve depresyona bağlı olarak meydana gelen rahatsızlıkların başlıcaları, bazı akıl hastalıkları, uyuşturucu madde bağımlılıkları, uykusuzluk, deri, mide, tansiyon hastalıkları, nezle, migren, kemiklerle ilgili birtakım hastalıklar, böbrek dengesizliği, solunum bozuklukları, alerjiler, kalp krizi, beyinde büyüme meydana gelmesi gibi sorunlar. Tabii ki tüm bu hastalıkların oluşma sebebi, her zaman stres veya depresyon olmayabilir. Fakat bilimsel olarak da ispatlandığı gibi bunların çıkış noktası çoğu kez psikolojik kaynaklı.
Bilindiği gibi "stres", korku, güvensizlik, umutsuzluk, aşırı heyecan, endişe, baskı gibi duyguların, vücuttaki dengeyi bozarak bedende oluşturduğu genel bir gerilim durumudur. İnsanlar strese girdikleri zaman, vücutları buna tepki gösterir ve alarma geçer. Özellikle kronik stres, vücut fonksiyonlarını değiştirdiğinden, çok büyük zararlara sebep olabilir. Stresin insanlar üzerindeki bu olumsuz etkisine bir örnek de saçların ani olarak beyazlamasıdır. Yüce Rabbimiz bu durumu bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:
Eğer inkâr edecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız? (Müzemmil Suresi, 17)
Yüce Rabbimiz bu ayetle kıyamet anındaki korkunun ve gerilimin çocukların saçını bile beyazlatacağını bildirerek stresin saç üzerindeki etkisine dikkat çekiyor. Rabbimizin bildirdiği bu gerçek günümüzde bilimsel olarak da ispatlandı. Önce saçlarımız nasıl beyazlar inceleyelim.
Saçlarımız Nasıl Beyazlar?
Saça rengini veren iki tür melanin pigmenti var: Bunlar saça koyu rengini veren ‘eumelanin’ ile kızıllık ve sarışınlık derecesini belirleyen ‘feomelanin’ adındaki iki pigment. İnsanın yaşı ilerledikçe saç foliküllerindeki hücreler artık bu pigmentleri üretemiyor. Bu nedenle saç renksiz hale geliyor yani beyazlıyor. Özellikle koyu renk saçlarda, saçın bir kısmı eski renginde bir kısmı da beyaz olduğu için bu saçlar gri tonlarda görünür. Bilimsel çalışmalar henüz saçın beyazlama sistemini tam olarak çözememiş olmasına rağmen, kuaförlerin saçın rengini açmakta kullandıkları hidrojen peroksidin saçın doğal yollarla ağarması sırasında da devreye girdiğini ortaya koyuyor. Melanin üreten hücreler aynı zamanda hidrojen peroksit de üretir, bu normalde katalaz adı verilen bir enzim tarafından parçalanır. Fakat yaş ilerledikçe bu enzim miktarı azalır ve hidrojen peroksit birikmesi melanin üretimini engeller. Bu saçın doğal süreç içinde beyazlamasıdır. Peki, saçın kısa sürede renk değiştirmesine neden olan fizyolojik süreç nasıl işler?
Stresin Saçı Nasıl Beyazlattığı Bilimsel Olarak Kanıtlandı
Bazen ani olarak büyük korku ve şok oluşturan durumlar, bazen de kronik stres altında yaşayanların saçları kısa süre içinde beyazlar. Tıpta ‘canities subita’ adı verilen bu hızlı saç beyazlaması aslında saçın renkli kısmının dökülüp renk değiştiren beyaz saçların kalmasıdır. Bu olay şöyle gerçekleşir.
Tıpta ‘alopesi areata’ adı verilen halk arasında saçkıran ismiyle tanınan hastalıkta saç dökülmesi ve kısmi kellik oluşur. Bu hastalığa vücudun bağışıklık sistemini tetikleyen bir reaksiyon neden olur ve. Vücut kendisine karşı harekete geçer. Stres de bu durumu daha ağırlaştıran bir sebep olarak ortaya çıkar.
Bu yönde araştırma yapan bilim adamları bağışıklık sistemini kıl köklerine karşı harekete geçiren sebebin pigment üretme sistemiyle bağlantılı olduğunu düşünüyorlar. Dolayısıyla pigment üretmeyen beyaz saç folikülleri bağışıklık sisteminin bu saldırısından etkilenmez pigment üreten renkli saçlar ise saçkıran hastalığının etkisiyle dökülür. Geriye beyaz saçlar kalır bu şekilde saçlar bir yıl veya daha kısa bir sürede beyazlamış olur.
Ani korku ve şok yaşayan insanlarda bazen saç bir gün veya birkaç gün içinde de beyazlayabilir. Saçın bu şekilde beyazlamasının nedenini ise kimya alanında Nobel ödülü alan Robert Lefkowitz’in önderliğindeki bir ekibin geçen yıl yaptığı bir araştırma çözmüş.. Fareler üzerinde yapılan araştırmada, kronik stresin DNA’da hasara neden olan bir mekanizma oluşturduğu ve bunun saç ağarmasına yol açtığı tespit edilmiştir. Stres ne kadar ağırsa DNA hasarı o derece ağır oluyor ve insanların saçı o kadar hızlı beyazlayabiliyor.
Saçların beyazlaması gibi pek çok fiziksel ve ruhsal bozulmaya neden olan stres aslında Allah'ın Kuran'da dinden uzak yaşayan kimselerle ilgili bildirdiği bir durumdur: "Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır..." (Taha Suresi, 124) ayetiyle Rabbimiz tevekkülü kaybeden kullarının sıkıntılı ve stresli bir hayat süreceklerine dikkat çeker.
Bir başka ayette ise Allah "... bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O'nun dışında (yine) Allah'tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar..." şeklinde buyurmaktadır. (Tevbe Suresi, 118)
Bu sıkıntılı -günümüz ifadesiyle stresli- yaşam, iman etmeyenlerin, imanın kazandırdığı güzel ahlaktan uzak yaşamalarının sonucudur. Bugün doktorlar, stresin etkilerinden korunmak için huzurlu ve sakin bir yapıya, rahat, güvenli ve endişelerden uzak bir psikolojiye sahip olunması gerektiğini ifade ediyorlar.
Huzurlu ve rahat bir psikoloji ise, ancak Kuran ahlakının günlük hayata geçirilmesi, kadere teslim olunması ve Yüce Allah’a tevekkül edilmesiyle mümkün. Nitekim Kuran'da Allah pek çok ayette iman edenlerin üzerine "güven duygusu ve huzur" indirdiğini bildirmektedir. (Bakara Suresi, 248; Tevbe Suresi 26, 40; Fetih Suresi, 4, 18) Rabbimiz'in iman eden kulları için vaadi ise bir ayette şöyle haber verilir:
Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)