Okyanusların derinliklerindeki zifiri karanlık bölgelerde, dev yarıklar boyunca uzanan ve fırlattığı suyun sıcaklığı 400 dereceye varan hidrotermal bacalar bulunur. Bu bacaların civarında Bythograea thermydron türü bir yengeç yaşar ve bu kadar yüksek bir sıcaklıktan etkilenmez. Bu yengecin yaşadığı yer zifiri karanlıktır. Ancak bu karanlıkta yengecin gözü önemli bir yardımcıdır. Yengeci 400 dereceye varan sıcaklıktan uzak tutan gözündeki özel yaratılıştır.
Bu yengeçler, sineklerdeki gibi bileşik göz yapısına sahiptirler. Bu gözler odaklama yapabilen özelliktedir ve okyanusun bu derinliklerindeki zayıf ışığı algılayabilmektedir. Larva döneminden çıkan yengeçlerin gözleri diplere doğru kaybolan ışığı algılayabilmek için değişmeye başlar. Uzun sürede gerçekleşen bu değişim, yengecin DNA’sında kodlanmış özel program dahilinde kusursuz olarak gerçekleşir.
Tamamen zifiri karanlıkta ve yaklaşık 4000 metre derinlikteki okyanus tabanına ulaşan erişkin bir yengeç, iri ve yalın (lense sahip olmayan) bir retinaya sahip oluyor. Işığa son derece duyarlı özellikteki bu gözler, zifiri karanlıkta yengece bir tür gece görüş dürbünü sağlar. Yengeç gözleri ile hidrotermal bacalar civarında mevcut olan zayıf ışıkları kolaylıkla algılayabilir. Böylece yüksek ısısı nedeniyle diğer canlıları öldüren hidrotermal bacaları da uzaktan algılayarak kendisini korur.
Tüm canlıları muhteşem özelliklerle yaratan Allah, yengeçleri de ihtiyaç duyacakları özellikte gözlerle donatmıştır. Bir ayette Rabbimiz’in yaratma ilmi şöyle bildirilmiştir:
“İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.” (Enam Suresi, 102)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.