- Diş minesini sağlam yapan özellik nedir?
- Diş minesi üzerindeki çatlaklar zarar vermek yerine dişi nasıl korur?
Dişlerimiz
dayanıklılığı ve sağlamlığı ile bilinir. Uzun yıllar boyunca ezme,
çiğneme, ısırma gibi pek çok yüksek basınca karşı direnç gerektiren
konuda sürekli dişlerimizi kullanırız. Ancak buna rağmen dişlerimiz çok
uzun süre dayanıklı kalır. Dişlerimizin dayanıklılığını diş minesi
sağlar. Vücudun en sert ve en yoğun mineralleşmiş maddesi olan diş
minesi, dentin sement ve pulpa ile beraber dişi oluşturan dört ana
dokudan biridir. Dişi en dıştan koruyucu bir katman olarak çevreleyen
mine, içinde sinir hücreleri olmadığı için, duyarlı değildir. Kuşkusuz
minenin bu özelliği Yüce Allah’ın kullarına bahşettiği büyük bir
nimettir. Çünkü diş minesi eğer sinirlerle kaplı olsaydı, insanın
ısırma, ezme ve çiğneme gibi işlemler sırasında çok acı çekmesi
gerekirdi. Bu durumda yemek yemek, büyük bir eziyete dönüşürdü. Diş
minesi örneğinde olduğu gibi, Allah’ın kullarına bahşettiği nimetleri
bir genelleme yaparak bile sayabilmek mümkün değildir. Bu gerçek
ayetlerde şöyle bildirilir:
“Yaratan,
hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz?
Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu
bir genelleme yaparak bile. Gerçekten Allah, bağışlayandır,
esirgeyendir.” (Nahl Suresi, 17-18)
Yüce Allah Diş Minesini Çok Sağlam Olarak Yaratmıştır
Vücudun en sert ve en yoğun mineralleşmiş maddesi olan mine, dişin görünür kısmıdır ve mutlaka alttan dentin (yetişkin
bir insan dişinin %75’ini oluşturan dentin, kemikle aynı yoğunluğa
sahip olmasına rağmen ısıya ve dokunmaya duyarlıdır. Gerektiğinde
içerdiği tamir hücreleri ile yeniden dentin dokusu oluşturabilirler)
ile desteklenir. Mine içindeki mineral oranına göre rengi, fildişinden
mavi-beyaza kadar değişebilir. %97 oranında inorganik maddelerden
oluşur. Bunlar mikro kristaller biçiminde kalsiyum tuzlarıdır. Geriye
kalan bölümünde organik maddeler yer alır. Üzeri keratinli bir katmanla
örtülüdür.
Diş
minesini yakından inceleyen bilim adamları son derece detaylı ve özel
bir yapıya sahip olduğunu keşfetmişlerdir. Bu özel yapı mineye ve
dolayısıyla dişe sağlamlığını verir. Diş minesi göründüğünün aksine
pürüzsüz bir yapıya sahip değildir. Tam aksine üzerinde küçük ancak
derin olmayan çatlaklar vardır. Minenin diplerinden dış yüzeye doğru
büyümeye başlayan bu çatlaklar, diş minesine uygulanan basıncı kendi
aralarında paylaştırarak dişin kırılmasını engeller ve böylece mineyi
daha sağlam ve dayanıklı hale getirirler.
Yüce
Allah’ın diş minesinin yaratılışındaki üstün aklı ve detay sanatı bir
başka şekilde de ortaya çıkar. Normal koşullarda diş minesindeki bu
çatlakların dişimize uyguladığımız her basınçta daha da büyümesi ve dişi
çürütmesi gerekirdi. Fakat dişteki bu çatlaklar, Yüce Allah’ın
yarattığı özel bir tedavi süreci ile ortadan kalkar. Çünkü bu çatlaklar
basınçla büyürken, eş zamanlı olarak onları dolduran organik malzeme
çatlakların derinleşerek dişi çürütmesini önler. Karşılaştığı besinlerin
yıpratıcı etkisiyle ve diş minesinin bu yapısal özelliği nedeniyle kısa
sürede aşınması gereken dişlerimiz, Allah’ın üstün yaratışı sayesinde
bu ağır ve uzun süreli görevi en uygun ve güzel şekilde yerine getirir.
Diş Minesinin Sağlam Yapısı Yüce Allah’ın Kusursuz İlmiyle Oluşur
Bilim
adamları, diş oluşumu ile ilgili yaptıkları çalışmalarda Yüce Allah’ın
muhteşem yaratış sanatını ve bu yaratıştaki ince detaylarından bir
tanesini daha gözler önüne seren bir gen ortaya çıkarmışlardır. Bu gen,
diş minelerinin ve dişin içerisinde daha yumuşak yapıdaki dentinin
oluşumunda önemli rol oynayan dentin sialophospho protein (DSPP)
genidir. Diş oluşumunda kritik rol oynayan bu gen, tek bir protein açığa
çıkarır. Ancak bu protein, dentin sialoprotein (DSP) ve dentin phospho
protein (DPP) adı verilen zıt işlevlere sahip iki proteine bölünür. Söz
konusu proteinlerden DPP kırılganlığa yol açan oyuk ve kireçli bir mine
tabakası oluştururken, DSP minenin sertliğini ve oluşum hızını
artırmaktadır. Başka bir deyişle bu iki proteinin tam belirtilen
ölçülerde ve birbirini tamamlayan ince bir teknikle bir arada çalışması
sonucu dişler, ne kolayca kırılacak şekilde çok sert ne de çok
yumuşaktır.
DSP
ve DPP arasındaki mükemmel denge, kritik dentin-mine bağlantısının
hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Çünkü dişlerin korunmasında
etkin bir madde olarak görünen ve minenin dentinle olan bağlantısında
çok ince bir tabaka halinde bulunan DSP, tüm mineden daha serttir. Eğer
bu proteinin miktarı artırılırsa dişler daha kırılgan hale gelmektedir.
Çünkü dişleri daha sert yapan ve çürümeye karşı koruyan florürün fazla
miktarının dişleri zayıflatması gibi, DSP’nin de aşırı miktarının
dişleri zayıflattığı ve kırılgan hale getirdiği saptanmıştır.
Diğer
taraftan DPP proteininin dişleri zayıflatan bir etkisinin olduğu
bilinmektedir. Bu proteinin olması gerekenden fazla miktarda bulunması
ise dişlerimizin çürüyüp dökülmesi anlamına gelir. Ancak Yüce
Rabbimiz’in sonsuz ilmi sonucunda, DSP ve DPP arasında çok hassas bir
denge kurulmuştur. Bu öyle hassas bir ayardır ki mineyi zayıflatıyormuş
gibi görünen DPP proteini, sertliği artıran DSP proteini ile birleşerek
uygun diş oluşumunu sağlamaktadır.
Her
şeyi belli bir ölçü ile ve düzen içinde yaratan Yüce Allah DSP ve DPP
arasındaki bu hassas denge ile yumuşak dentinin, daha dışarıdaki sert
seramiğe benzer yapıdaki mine kaplaması ile güvenli bir biçimde
birleşmesini sağlar. Yüce Allah bir Kuran ayetinde her şeyi bir ölçü ile
yarattığını bizlere şöyle haber verir:
“...O’nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.” (Rad Suresi, 8)
Yüce Allah’ın Yarattığı Her Şeyde Düşünen Bir Topluluk İçin Ayetler Vardır
Dişlerimiz
ve dişlerimizdeki çok küçük bir parça olan diş minesi belki de daha
önce üzerinde düşünmediğimiz birçok mükemmel detayla yaratılmıştır. Bu
kusursuz yaratılışı, aynı zamanda vücudumuzun her yerinde, kainatın her
noktasında görmek mümkündür. Yüce Allah insanları en rahat edeceği,
sıkıntı duymayacağı, tüm ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabileceği
üstün sistemler ve organlarla yaratmıştır. Önemli olan bu ayetler
üzerinde düşünerek, her şeyin hakimi olan Allah’a yönelmektir. Yüce
Allah bu gerçeği bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:
“Şüphesiz,
göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ardı ardına
gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde,
Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği
suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde,
gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde
düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara Suresi, 164)
Diş
minesi seramiklerden daha üstün bir yapıya sahiptir. Bol miktarda
karbonat, magnezyum, sodyum, potasyum iyonları içeren diş minesindeki
tuzların kristal yapısı, dişi basınca karşı daha dayanıklı
yapmaktadır. Bugün bilim adamları doğadan esinlenerek hazırlanan
malzemelerin üretilmesi için araştırmalar yapmaktadır. Yapılan bu
araştırmalarda kemik ve diş türü biyoseramiklerin vücut sıcaklığında
protein gibi organik maddelerin birleştirilmesiyle oluştuğu ve bunların
seramiklerden çok daha üstün nitelikler gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Alt Dişler ve Üst Dişler Arasındaki Uyum Nasıl Sağlanır?
İnsan
vücudunun en sert maddesi olan minenin %97’si kalsiyum tuzlarından
oluşur. Diş minesi, altıgen apatit kristalleri şeklinde düzenlenmiştir.
Minenin yapısına giren kalsiyum tuzları, organik diş maketine yavaş
yavaş çökelerek birikir ve kristalleşir. Bu birikme, anne karnındayken
başlar.
Dişler
meydana gelirken milyonlarca hücre, önce kalsiyum depolayıp ardından
yan yana gelerek büyük bir blok oluşturur. Bu bloğun şeklini de yine
bloğu inşa eden hücreler belirlerler. Bu noktada büyük bir yaratılış
mucizesi gerçekleşir. Örneğin alt damakta bulunan hücreler,
kendilerinden uzakta bulunan üst damaktaki hücrelerin nasıl bir şekil
inşa ettiklerini çok iyi bilirler. Her iki hücre grubu da ürettiği dev
bloğu, kendisine karşı gelecek blokla birbirlerine en uygun şekilde
üretirler. Böylece çene kemiği kapandığı zaman üst damakta bulunan bir
azı dişi ile alt damakta bulunan bir azı dişi birbirlerine en uygun
şekilde otururlar. Herhangi bir uyumsuzluk olması insan için rahatsızlık
verici durumlar oluşturur. Ancak böyle bir uyumsuzluk -hastalık
durumları dışında- olmaz ve 32 kalsiyum bloğundan oluşan kompleks yapı,
birbirlerine en uygun şekilde inşa edilir. Açıktır ki vücuttaki bütün
hücrelere olduğu gibi dişleri oluşturan hücrelere de sahip oldukları
özellikleri veren üstün güç sahibi Yüce Allah’tır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.