Ateş karıncaları
suyun üzerinde kalabilmek için bir sal hatta adeta bir gemi inşa
ediyorlar. Bu “gemi”nin hem mimarı kendileri oluyor hem de bütün
malzemelerini karıncaların aslında kendileri oluşturuyor. Bu şekilde tam
bir fedakarlık örneği sergiliyorlar.
Araştırmacılar karıncaların kurdukları bu salları minyatür bir
bilgisayarlı tomografi cihazıyla tarayarak, yapının en güçlü yerini, iç
kısmını incelediler ve karıncaların birbirleriyle yaptıkları
bağlantıları ortaya çıkardılar. Yani geminin projesi açığa çıkartılmış
oldu.
Bundan üç yıl önce Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar
ateş karıncalarının hayatlarını kurtarabilmek için nasıl birlikte
çalışarak su geçirmez sallar inşa ettiklerini incelemeye
başladıklarında, salların köşe ve üst kısımlarında karıncaların her
birinin vücut ağırlıklarının yaklaşık 400 katında bir kuvvet ile
birbirlerine tutunduklarını keşfettiler! Bu kuvvet 100 kg lık bir insan
için, 40 ton yani 2 tır ya da 8 afrika fili ağırlığında bir kuvvet
oluşması anlamına gelir.
Araştırmacılar karıncaların oluşturduğu bu salları dondurma yöntemini
izleyerek, tekrar minyatür bir bilgisayarlı tomografi cihazı yardımıyla
incelediler. Profesör David Hu, “Şimdi her tuğlanın nasıl bağlandığını
görebiliyoruz. Bu bir deponun içine bakıp, iskele ve kirişleri görmeye
benziyor,” dedi. Hu salın içinde birçok kiriş olduğunu gördü.
Yani karıncalar aralarında çok fazla bağlantı oluşturuyorlardı.
Ortalama olarak her karınca yaklaşık 5 diğer karınca ile arasında
bağlantılar kuruyordu. Peki bunu nasıl yapıyorlardı?
Karıncaların altı bacağı vardır, fakat pençelerini, yapışkan
tabanlarını ve çenelerini kullanarak her biri yaklaşık 14 bağlantı
oluşturur. Büyük karıncalarda bağlantıların sayısı 21’e çıkar. Taranan
440 karınca içinden yüzde 99 kadarının bacakları komşularına bağlanmış
durumdaydı. Bu bağlantıların meydana getirdiği güç sayesinde güçlü
akımlara rağmen sal parçalanmıyordu. Demek ki ne kadar çok kenetlenme
noktası olursa, oluşan çekme gücü yani ağırlıklarının 400 katı kadar
olan güç o kadar noktaya dağılarak vücudun dayanma gücünü arttırmış
oluyordu.
Araştırmacılar daha küçük karıncaların, büyük karıncaların çevresindeki
boşlukları doldurduklarını tespit ettiler. Bu sayede suyun içeri
sızması önleniyor, salda zayıf nokta kalmaması sağlanıyor. Büyük veya
küçük karıncalar paralel olmak yerine, daha çok dikey yerleşiyorlardı.
Bu da salın koşullara göre genişleyip, daralarak uyum göstermesini
sağlıyor. Bu da gösteriyor ki karıncalar aralarında birlik olarak çok
büyük kuvvet ortaya çıkartıyorlar.
Ancak bilgisayarlı tomografi taramaları bir soruya cevap veremedi:
Karıncalar nereye gideceklerini ve ne yapacaklarını nasıl biliyorlar? Bu
işbirliği, araştırma ekibinin henüz açıklayamadığı bir sır.
Hu, bu konuda şöyle bir açıklama yapıyor: “Ateş karıncaları özelleşmiş
mühendisler. Tuğla döşüyorlar ve tuğla olarak davranıyorlar.” Bunun
nasıl gerçekleştiği daha iyi anlaşıldığında, insanlar ve makineler için
yeni uygulamalar geliştirilebilir.
Allah canlılar
arasında Kendi yarattığı fedakarlığı, işbirliğini, aklı ve zekayı
görmemiz için bize bu örnekleri göstermektedir. Bu kadar küçük
canlıların hatta yavrularının bile biraraya gelip nasıl sal inşa
edebileceklerini bilmeleri, mümkün değildir. Ne kadar çok noktadan
birbirlerine kenetlenirlerse o kadar yüksek kuvvet oluşabileceğinin
bilgisi bu karıncalara ait değildir. Bu davranışı onlara ilham eden
Allah’tır. Muhtemelen en alttaki karıncalar arasında hayatını kaybeden
ya da sakatlananlar olabilecektir ama bu riski göze alabilmeleri,
kendilerini feda edebilmeleri yine Allah’ın canlıları fedakarlık ve
beraberlik üzerine yarattığının birer göstergesidir.
Allah bir ayette : ¨ Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır.. ¨ (Nahl Suresi, 66) buyurmaktadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.