Arum zambağı döllenmeye hazır hale gelince keskin
kokulu bir amonyak gazı (NH3) yaymaya başlar. Çiçeğin son derece
ilginç bir yapısı vardır. Polenlerinin bulunduğu bölüm, beyaz yapraklı
yapının içinde dip taraftadır ve dışarıdan görünmez. Bu yüzden sadece
koku yaymak böceklerin dikkatini çekmek için yeterli değildir.
Polenler döllenmeye hazır olduğunda zambak saldığı kokuyla birlikte
çiçeğinin dışta kalan bölümünü de ısıtır. İşte bu yalnızca aydınlık
saatlerde ve bir gün içerisinde gerçekleşen ısınma ve koku böcekler
için çok çekicidir. Bu ısı ve koku nasıl ortaya çıkıyor sorusunu
cevabını bulmaya çalışan bilim adamları bitkinin metabolizmasında
gerçekleşen hızlanma sonucunda ortaya özel bir asit çıktığını
bulmuşlardır.
Glutanamik asit denen bu maddenin kimyasal yollarla
parçalanması sonucunda çiçeğin yaydığı ısı ve koku oluşur. Bu sayede
böcekler çiçeğe gelirler. Ne var ki böcekler için bu yeterli değildir
çünkü arum zambağının polen tozları dipte kapalı torbacıklarda bulunur.
Çiçek buna da hazırlıklıdır. Yağlı olan dış yüzeyi sebebiyle gelen
böcekler kayarak aşağı çiçeğin içine düşerler ve bir daha da kaygan
duvarlardan yukarı
tırmanamazlar. Bulundukları bölümde çiçeğin dişi organlarının ürettiği şekerli bir sıvı vardır. Ayrıca gece olunca polenlerin kapalı olduğu torbacıklar da açılır ve böcekler bunlara bulanırlar. Böcekler çiçeğin içinde bir gece kalırlar.
Sabah olunca çiçeğin üzerinde bulunan dikenler
bükülerek böceklerin yukarı tırmanması için merdiven işlevi görürler.
Merdivenden tırmanan böcekler, özgürlüklerine kavuşur kavuşmaz
görevlerini yerine getirmek için dölleyici polen yükleriyle birlikte
başka bir zambağa giderler.
Arumun tuzağını mühendislerin ya da bilim
adamlarının biraraya gelerek tasarladığını iddia etmek şüphesiz akıl
karı değildir. Peki ya tüm bunların birbiri ardına gerçekleşen
tesadüflerle oluştuğunu söylemek? Şüphesiz böyle bir iddianın ilkinden
daha tutarsız olacağı çok açıktır. Aklı selim her insan kabul eder ki,
bir yerde işleyen mükemmel bir düzen varsa, bu düzen mutlaka biri
tarafından önceden hazırlanmış olmalıdır. Planlayan, tasarlayan ve
uygulayan olmadan düzen olmaz. Şüphesiz Arumdaki bu mükemmel tasarımın
sahibi de yerle gök arasındaki tüm canlıları yaratan ve tüm işleri
düzenleyen Allah'tır. Allah Kuran'da bize bu üstün vasfını şöyle
bildirmiştir:
"O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu
görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar
bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su
indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik."
(Lokman Suresi, 10)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.