Günümüzde evrim propagandasını hayatın her alanında görmek mümkündür. Evrim teorisi ilk ortaya atıldığı günden bu yana evrimciler, hep aynı yöntemleri kullanarak insanları asılsız iddialara inandırmayı başarmışlardır. Yani evrim teorisinin kabul görmesi, bilimsel bir değer içerdiği anlamına gelmemelidir. Nitekim evrim teorisinin bilimsel geçersizliğini ortaya koyan eserleriyle tanınan Henry Morris de bu gerçeğe dikkat çekmekte ve şu soruyu sormaktadır: "Aslında ilahiyat öğrencisi olan ve sonra dininden dönen Darwin, bir avukat olan Lyell, bir tarımcı olan Hutton, bir gazeteci olan Chambers ve bilim adamı olmayan diğer kişiler tarafından geliştirilen Darwinizm inancı nasıl oldu da bu kadar yaygınlaşabildi?"
Darwinistler, bu karanlık büyünün bozulmaması için ellerinden gelen her türlü yöntemi kullanırlar. İnsanlara çok ikna edici bir görünüm sunmaya çalışırlar. Bu ikna edicilik çabası konuşmalarında, yazılarında, dış görünümlerinde ve hareketlerinde çok yoğun şekilde hakimdir.
Darwinistlerin söz konusu ikna ve telkin yöntemlerini tüm ayrıntılarıyla gözler önüne sermek, insanların dikkatlerinin bu yönde açılmasına neden olacak ve çevrelerini saran bu kapsamlı büyünün ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Bu amaçla, evrimci telkinlerin ana kurallarının ve yöntemlerinin bir kısmının çeşitli örnekler ile ortaya konmasında büyük fayda vardır.
1-İlgisiz Konuları ve Buluşları Evrimin İspatı Gibi Göstermeye Çalışırlar
Darwinistlerin evrimci büyüyü sürdürmeye yönelik yöntemlerinden birisi, evrim teorisiyle hiçbir bağlantısı olmayan konuları sanki evrim teorisini doğruluyor gibi göstermeleridir. Örneğin hayvanlardaki ve insan vücudundaki mükemmel yaratılış örneklerini sayfalarca anlatıp, en son cümleyi de "İşte evrimin güzel bir ürünü" diye bitirirler. Oysa bir sistemin nasıl çalıştığını öğrenmek onun nasıl ve neden meydana geldiğini anlamaya yetmez. Örneğin Güneş Sistemi'nin nasıl hareket ettiği, gezegenlerin birbirleriyle etkileşimleri, hangi hızda döndükleri gözlem yoluyla öğrenilebilir. Fakat bu bilgi, tek başına Güneş Sistemi'nin neden ve nasıl meydana geldiğini anlatmaya yetmez. İşte evrimciler; genetik biliminin, uzay biliminin, biyolojinin, anatominin, jeolojinin, sosyolojinin ve daha pek çok konunun ayrıntılarını saatlerce anlatırlar, fakat asıl soruya yani bunların neden ve nasıl meydana geldikleri gerçeğine hiçbir şekilde değinmezler.
Amerikalı biyokimya profesörü Michael J. Behe ilgili ve ilgisiz her konunun evrimle açıklanmaya çalışılmasını, aşağıdaki sözleriyle çok açık bir şekilde ifade etmektedir: "… Hatta bu teori, bazı bilim adamları tarafından insan davranışlarının anlaşılması için de genişletilmişti: İntihar eden insanlar neden bunalıma düşer, neden gençler evlenmeden çocuk sahibi olurlar, neden bazı gruplar zeka testlerinde diğerlerinden daha başarılı olur ve neden dini misyonerler evlenmez ve çocuk sahibi olmazlar… Evrimsel düşünceye konu olmamış hiçbir şey kalmamıştır aslında, bir organ veya fikir, görüş ya da duygu olsa bile…" (Michael J . Behe, Darwin'in Kara Kutusu, Aksoy Yayıncılık)
Amaç, evrimin "evrensel" ve "herşeyi sarıp kuşatan bir süreç" olduğu konusunda insanları ikna etmektir. Ekonomiden evlilik oranlarına kadar herşey evrimin konusu haline getirilmiştir. Bu yöntem aynı zamanda evrimcilerin, hayatın her alanına evrimci büyünün telkinini yaymalarına da imkan sağlamaktadır. (Harun Yahya, Darwinizm'in Karanlık Büyüsü)
2- Sürekli Tekrarlanan İçi Boş Sözlerle İnsanların Beyinlerini Uyuşturarak, "Büyü" Etkisi Oluşturmaya Çalışırlar
Evrimcilerin ana telkin yöntemlerinden birisi de çıkan tüm kitaplarda bilimsel delil yerine, hep aynı ama "içi boş" söz ve kalıplar kullanmalarıdır. Her kitapta onlarca hatta yüzlerce kez geçen bu "tılsımlı" sözler ve kalıplar bu tarz ikna yöntemleriyle adeta insanların kafalarına kazınmaktadır.
C. D. Darlington bu yöntemi şu sözleriyle en özlü biçimde tarif etmektedir: "Bize insanoğlunun sanatı kademe kademe geliştirdiği ve sonunda tarihin ışığında ortaya çıktığı anlatıldı. Bu "yavaş yavaş" ve "adım adım" gibi insanın beynini uyuşturmak için kullanılan kelimeler sürekli olarak tekrarlandılar. Amaç büyük bir bilgisizliği örtmekti. Biri şu soruyu sormalıydı: Hangi kademeler? Ancak bu soruyu soran kişi de verilen yavan cevaplarla uyuşturuldu ve vazgeçti. Çünkü hiç kimse medeniyetin bir anda oluştuğunu düşünmek bile istemiyordu." (Darlington, "Origin of Darwinism", Scientific American)
Bu ruh haliyle ilgili olarak Kuran'da pek çok örnek verilmiştir. İnsanların birçoğunun tarih boyunca apaçık gerçekleri göremedikleri, Allah'ın varlığını ve sonsuz kudretini kavrayamadıkları anlatılmıştır. İnsanların kavrayış eksikliğini bildiren bu ayetlerden biri şöyledir:
"Andolsun,
cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık
(hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri
vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar
hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil
olanlardır." (Araf Suresi, 179)
Bilimsel hiçbir dayanağı olmayan evrim teorisinin "bilimsel bir gerçek" zannedilmesindeki en büyük etken medyadır. Kitlesel evrim telkinine medyanın yanısıra, bilimsel kaynaklarda, ansiklopedilerde hatta biyoloji kitaplarında rastlamak bile mümkündür. Dikkat çekici sayfa düzenleri, çarpıcı kapaklar ve renkli resimler kullanılarak hazırlanmış olan kitapların ve dergilerin amacı ilgi çekerek halka "evrim vardır" telkini verebilmektir.
Fosillere bakarak bir kemik hakkında bilgi vermek her fosil bilimcinin yapabildiği bir işlemdir. Ancak evrimciler bu olağan bilimsel işlemi yaparken kendilerine tılsımlı, anlaşılmaz bir iş yapıyormuş havası verirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.