• Bilgisayar mühendisleri neden insan beyni yerine kedi beynini model olarak alıyorlar?
• Bugün birçok süper bilgisayar kedinin beyin işlevselliğini kullanarak bazı işlemleri yerine getirebiliyor olsa da neden kedi beyni kadar verimli çalışamıyor?
Michigan Üniversitesi’ni de kapsayan bir bilgisayar projesinden çıkan sonuca göre kediler, son teknolojiyle çalışan bilgisayarlardan bile daha hızlı ve verimli bir şekilde yüzleri tanıyabiliyorlar. Kedilerin bu özelliklerini model alarak yeni nesil bir bilgisayar geliştirmeye çalışan bilim adamlarından Michigan Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi bölümünde asistan profesör olarak görev yapan Wei Lu projeyi şöyle tanımlıyor:
“Kedi beyniyle aynı özellikleri taşıyan bir bilgisayar üretiyoruz. Amacımız, klasik bilgisayarlardan tamamen farklı bir model kullanmak. Kedi beyni bu konuda gerçekçi bir örnek. Çünkü insan beyninden çok daha sade bir yapısı var. Ama şu da var ki kompleksliğini ve verimliliğini düşünecek olursak kedi beynini model olarak almak hala çok zor.”
Günümüzde birçok süper bilgisayar kedinin beyin işlevselliği ile belirli görevleri yerine getirebiliyor ama önemli bir farkla: Bu sözü edilen makineler 140.000’den fazla merkezi yürütme üniteleri ve bu işe tahsis edilmiş bir güç kaynağından oluşan çok büyük cihazlar. En önemlisi de Wei Lu tarafından belirtildiğine göre, bu cihazlar kedi beyninden hala 83 kat daha yavaş işlem gerçekleştiriyor.
Yeni Bilgisayar Projesi Nasıl İşliyor?
Michigan Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisi olarak görev yapan Wei Lu, klasik bilgisayarlardan farklı olarak çok daha kompleks kararlar alabilecek ve çok daha fazla görevi eş zamanlı yürütebilecek bir bilgisayarın geliştirilmesinde bir adım daha ilerledi.
Lu daha önce bir “memristor” üretmişti. Bu, klasik bir transistorün (iletkenin) yerini alan ve daha önce maruz kaldığı voltajları hatırlayarak biyolojik sinaps (iki komşu nöronun çıkıntılarının birbiriyle temas ettikleri bölge) gibi davranan bir aletti. Şimdi Wei Lu bu aletin (memristor’un) klasik bilinen elektrik devrelerine bağlanabildiğini, biyolojik sistemlerde hafıza ve öğrenmenin temeli olan süreci desteklediğini ve bu işlemlerde kullanılabilir olduğunu ispatladı.
Neden Kedi Beyni Model Alınıyor?
Klasik bir bilgisayarda, mantık ve hafıza fonksiyonları devrenin farklı bölgelerine yerleştirilir ve her bilgi-işlem birimi devrede sadece bir avuç komşuya bağlıdır. Sonuç olarak, klasik bilgisayarlar doğrusal bir biçimde, satır satır kod çalıştırırlar. Sınırlı değişkenleri olan nispeten basit görevleri yürütmede mükemmeldirler. Fakat bir beyin, klasik bilgisayarlardan farklı olarak, pek çok işlemi eşzamanlı bir şekilde veya paralel olarak yürütebilir. Bu bir yüzü nasıl anında tanıyabildiğimizi anlatır. Ama bir süper bilgisayarın (üretildiği zamanın en ileri işlemci yeteneğine ve özellikle hesaplama hızına sahip bilgisayarı) bile bunu yaparken çok daha uzun zaman harcaması ve çok daha fazla enerji tüketmesi gerekir.
İşte Lu, son teknolojiyle çalışan bilgisayarlardan bile daha hızlı ve verimli bir şekilde yüzleri tanıyan kedi beyninin elektronik bir örneğinin, kedi düzeyinde zekice düşünmeyi mümkün kılabileceğini söylüyor. Örneğin görev; mobilyalarla dolu bir evde ön kapıdan oturma koltuğuna giden en kısa yolu bulmaksa ve bilgisayar sadece koltuğun şeklini biliyorsa, klasik bir bilgisayar bunu başarabilir. Ama eğer koltuğu taşırsanız (yerini değiştirirseniz), klasik bilgisayar bu değişikliğe alışamaz ve yeni bir yol bulamaz. Mühendislerin günümüzde kedi beyinli bilgisayarların yapabileceğini umduğu da işte bu yolu bulabilmeleridir.
Bilim adamlarının model aldığı, üzerinde düşündüğü kedi beynindeki bu özellikler, Yüce Rabbimiz’in yaratışındaki üstünlüğü görmek açısından bilim dünyasının gözler önüne serdiği yaratılış delillerinden yalnızca biridir. Canlıların bu özellikleri milyonlarca yıldır yani yaratıldıkları ilk andan beri vardır. Oysa insanoğlu bunları ancak son yıllarda taklit edebilmektedir. Allah’ın kainattaki muhteşem sanatını görebilenler için, doğadaki herşey böyle özelliklerle donatılmıştır. Bu durumu Yüce Allah bir ayette şöyle haber vermektedir:
“(Bunlar,) ‘İçten Allah’a yönelen’ her kul için ‘hikmetle bakan bir iç göz’ ve bir zikirdir.” (Kaf Suresi, 8)
Biyomimetik Evrim Teorisini Hezimete Uğratıyor
Bilgisayar mühendislerinin kedi beynini taklit etme örneğinde de gördüğümüz gibi, ‘doğadaki canlılardan taklit’ anlamına gelen ve özellikle son dönemlerde teknoloji dünyasında adından sıkça söz edilen “Biyomimetik” bilim dalı, insanlara önemli ufuklar açmıştır.
Canlılarda bulunan sistemlerin yapısını taklit etme bilimi olarak bilinen biyomimetiğin ortaya çıkışı, bugün evrim teorisini savunan bilim adamları için de çok büyük bir hezimet olmuştur. Çünkü sözde evrim basamağının en gelişmiş canlısı olarak kabul ettikleri insanın, kendinden daha ilkel olması gerektiğini iddia ettikleri canlıları taklit etmeye çalışması ve onlardan ilham alması evrimciler tarafından açıklanamamaktadır. Gelecekte var olacak teknolojilerin büyük bir bölümünün, bu sözde ilkel canlıların sistemleri üzerine kurulu olması, evrim teorisinin mantığına tamamen ters bir durumdur. Evrim teorisini savunanları kısır bir döngüye sokan bu bilim dalı, gün geçtikçe gelişmekte ve Allah’ın izniyle teknoloji dünyasına hakim olmaktadır.
“Gerçekten, gece ile gündüzün art arda gelişinde ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup-sakınan bir topluluk için elbette ayetler vardır.” (Yunus Suresi, 6)
Bir memelinin beyninde nöronlar birbirlerine sinapslarla bağlıdır. Bu sinapslar binlerce nörona bağlantı oluşturabilen, yeniden ayarlanılabilir anahtarlar gibi hareket ederler. En önemlisi sinapslar bu bağlantıları (bağlantı yollarını), nöronlar tarafından üretilen elektrik sinyallerinin gücüne ve zamanlamasına bağlı olarak hatırlarlar.
1. Computer Project Models Cat Brain
2. Computer Project Models Cat Brain
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.