➟ Kozalakların aerodinamik yapısının bitkiye kazandırdığı özellik nedir?
➟ Kozalakların özellikleri biyomimetriye nasıl ilham olmuştur?
Mucize bir şekilde, dört mevsim yeşilliğini koruyabilen çamlar, mutlaka herkesin dikkatini çekmiştir. Bu iğne yapraklı ağaçların tohumlarını barındıran kozalakları ise bilmeyen yoktur. Kozalakların üzerindeki pulların dizilimi altın orana göre şekillendiğinden, ilgi çekici ve estetik bir görünüme sahiptirler. Kozalakların dikkat uyandıran bir yönleri de, farklı sıcaklık ve nem koşullarına bağlı olarak pullarını açıp kapayabilmeleridir.
Kozalağın İlginç Yapısı
Kozalak kabuğu odunsu sertlikte, çift katmanlı ve lifli bir yapıya sahiptir. Kabuğun iç kısmını oluşturan hücreler, üçgenimsi ve kısa yapılı olup; dış katmanı oluşturan hücreler ise daha kalın duvarlı ve uzun yapıdadır. Nemli-yağmurlu ortamlarda dış katmandaki hücreler, iç katmandakilere oranla daha çok genişleyerek pulların kapanmasını sağlar. Bu durum sıcak havalarda ise tam tersi yönde gelişerek, pulların açılmasını sağlar. Kozalakların üstünde biri dış diğeri iç olmak üzere iki katman bulunur. 1. katman dış, 2. katman iç katmandır. Ayrıca kozalakların bir dişi bir de erkeği vardır. Kozalakların tohumlaşmaları rüzgar sayesinde olmaktadır. Özetle kozalak pullarının açılıp-kapanmasının ardında, sıcaklık ve nem değerlerine göre farklı davranış sergileyen iki değişik yapıda katman vardır.
Ne bir parçasında ne de bütününde kendilerinden kaynaklanan bir akıl, irade ya da bilinç bulunmayan bu sistemler, çok açıktır ki hepsini her an kontrolü altında tutan, her şeyi en ince ayrıntısıyla planlayan, sonsuz bir güç ve bilgi sahibi olan Allah’ın emri ve yaratması ile bu inanılmaz olaylarda rol oynamaktadırlar. Canlı cansız her şeyin ve her olayın meydana gelmesi Allah’ın her an yaratması ile gerçekleşmektedir. Allah bu sırrı bir ayetinde insanlara şöyle bildirmektedir:
“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın her şeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle her şeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.” (Talak Suresi, 12)
Oldukça uzun olan yaşam süreleri ve yüksek boylarıyla tanınan kozalaklı ağaçlarda, kozalaklar erkek ve dişi yapıları oluştururlar. Erkek ve dişi kozalaklar aynı ağaçta olduğu gibi farklı ağaçlarda da olabilirler. Kozalaklarda, polenleri taşıyan hava akımını kendilerine çekecek özel yaratılmış kanallar vardır. Polenler, oluşan bu kanallar sayesinde üreme alanlarına kolaylıkla gelirler.
Dişi kozalaklar, erkek kozalaklara göre daha büyüktürler ve tek olarak büyürler. Dişi kozalakların merkez eksenleri etrafında çok fazla miktarda yaprak benzeri yapılar olan “sporofil”ler vardır. Bunlar, balık puluna benzeyen kabuk şeklinde yapılardır. Sporofillerin iç yüzeylerinde iki adet ovül (yumurtanın oluşturulduğu kısım) bulunur. Kozalaklar polenleşmeye hazır olduğunda bu kabuklar iki yana açılır. Böylece erkek kozalaktan gelen polenlerin içeri girmesine olanak sağlanmış olur.
Tek bir parçasının dahi tesadüflerle var olması imkansız olan kozalakların bu sisteminin tüm parçalarının aynı anda tesadüflerle ortaya çıkması, imkansız kavramının dahi ötesinde bir durumdur. Bu durum da evrim teorisinin tesadüfen oluşum iddialarını her yönüyle geçersiz kılmaktadır. Dolayısıyla, şu çok açık bir gerçektir ki, kozalaklar ilk ortaya çıktıkları andan itibaren, eksiksiz bir şekilde bu kusursuz sistemle birlikte Allah tarafından yaratılmışlardır.
Polenlerin Kolaylıkla Kozalağın İçine Girmesini Sağlayan Özel Yardımcı Yapılar
Dişi kozalakların pulları yapışkan kıllarla döşenmiştir. Bu kıllar sayesinde polenler döllenme için kolaylıkla içeri alınabilmektedirler. Döllenmeden sonra dişi kozalaklar, çekirdek içeren odunsu ve derimsi yapılara dönüşürler. Daha sonra çekirdekler de uygun koşullarda gelişerek yeni bitkileri meydana getirirler. Ayrıca dişi kozalakların çok şaşırtıcı bir özellikleri daha vardır: Yumurtanın oluştuğu kısım (ovül) kozalağın merkezine çok yakındır. Bu da polenin bu bölüme ulaşması için bir zorluk gibi görünmektedir. Çünkü kozalağın iç kısımlarına ulaşabilmek için, iç eksene açılan özel bir yoldan da geçilmesi gerekmektedir. Bu ilk bakışta kozalakların döllenmesinde bir dezavantaj gibi görülmesine rağmen, yapılan incelemeler sonucunda böyle olmadığı anlaşılmıştır.
Kozalaklardaki bu özel döllenme sisteminin nasıl işlediğinin bulunabilmesi için bir model kozalak hazırlanarak deney yapılmıştır. Helyum doldurularak yapılmış baloncuklar hava akımına bırakılarak hareketleri gözlenmiştir. Bu baloncukların hava akımını rahatlıkla izleyerek, kozalağın içindeki sıkışık koridorlardan hiç zorlanmadan geçme özelliğine sahip oldukları anlaşılmıştır.
Daha sonra bu maket deneyinde gözlemlenen baloncukların hareketleri özel bir fotoğraflama tekniğiyle görüntülenmiştir. Bir bilgisayar yardımıyla görüntüler analiz edilerek rüzgarın yönü ve hızı da tespit edilmiştir.
Bilgisayardan elde edilen sonuçlara göre, kozalakların rüzgarın doğrusal hareketini üç şekilde değiştirdiği anlaşılmıştır. İlk olarak rüzgârın yönü dallar ve yapraklar vasıtasıyla merkeze doğru döndürülmüştür. Daha sonra bu bölgedeki rüzgar kıvrılarak yumurtanın oluşturulduğu bölgeye doğru sürüklenmiştir. İkinci harekette, kabukçukların tümünü yalayan rüzgar sanki bir girdaptaymış gibi dönerek kozalağın iç eksenine doğru açılan bölgeye yönelmiştir. Üçüncüsünde ise kozalak, çıkıntıları sayesinde çalkantıya neden olarak, rüzgarı aşağıya doğru döndürerek kabuklara yönlendirmiştir.
İşte bu hareketler sayesinde havada uçuşan polenler çoğunlukla hedeflerine ulaşmaktadırlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta hiç kuşkusuz ki, birbirini tamamlayan üç aşamanın olması ve bunların mutlaka bir arada olması gerektiğidir. Kozalaklardaki yapının mükemmelliği işte bu noktada ortaya çıkmaktadır.
Evrim teorisi tüm canlılarda olduğu gibi bitkilerde de aşamalı olarak, zaman içinde bir gelişim olduğunu iddia eder. Bitkilerdeki kusursuz yapıların sebebi evrimcilere göre tesadüflerdir. Bu iddianın geçersizliğini görmek için sadece kozalaklardaki üreme sisteminin sahip olduğu kusursuz yapıyı incelemek yeterli olacaktır.
Üreme sistemi olmadan bir canlının neslini devam ettirmesi mümkün değildir. Bu kaçınılmaz gerçek, elbette ki çam ağacı ve kozalakları için de geçerlidir. Yani, kozalaklardaki üreme sisteminin çam ağaçlarının ilk ortaya çıkışı ile birlikte var olması zorunludur. Kozalaklardaki bu mükemmel yapının var oluşunda ise kendiliğinden kademeli oluşma gibi bir süreç imkansızdır. Çünkü rüzgarı kozalağa yönlendiren yapının, daha sonra bu rüzgarı kanala yönelten ayrı bir yapının ve en sonunda da yumurtanın olduğu bölüme ulaştıran kanalın her birinin eksiksizce aynı anda ortaya çıkmış olmaları gerekmektedir. Bu üç yapıdan birinin eksikliği durumunda, bu üreme sisteminin çalışması mümkün değildir. Kaldı ki kozalaktaki yumurta hücresinin ve onu dölleyecek olan sperm hücrelerinin kendi kendilerine tesadüfen oluşabilmelerinin imkansızlığı da evrim teorisi açısından apayrı bir çıkmazdır.
Yeryüzündeki tüm canlılar çok hassas dengelere bağlı olarak, her detayı ince ince planlanmış sistemlerle birlikte yaratılmışlardır. Bunu istisnasız başımızı çevirdiğimiz her yerde görürüz. Bütün canlılar bize kendilerini yaratan Allah’ı tanıtırlar. Hiç kuşkusuz ki burada övülmeye layık olan, tüm canlıları sahip oldukları yeteneklerle yaratan Allah’tır. Yeryüzündeki her şey gibi tüm bitkiler de Allah’ın özel olarak yarattığı sistemler sayesinde varlıklarını sürdürmektedirler, yani O’nun kontrolündedirler. Bu gerçek ayetlerde şöyle haber verilmiştir:
Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır. (Hac Suresi, 64)
Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir Kitaptadır. (Enam Suresi, 59)
Kozalak Yeni Nesil Kumaşlara Nasıl İlham Kaynağı Oldu?
Bilim adamları, kozalakların yapısını taklit edebilecek malzemeler geliştirmek için çeşitli araştırmalar yapmaktadırlar. Belki de çok yakın zamanda ev ve iş yerlerimizde yağmur yağınca kapanan, sıcak olunca da havalandırma özelliğine sahip duvarlarımız olabilir. Ayrıca araştırmacılar çok ince tane yapısına sahip alüminyum oksit folyolarını, su emebilen jelatin ile kaplayıp ince şeritler halinde kestikten sonra, tıpkı kozalaklar gibi, nemli ortamda kıvrılıp kuruyunca tekrar eski haline gelebilen yapılar ürettiler.
Ayrıca, doğayı taklit eden mühendisler kozalaktan ilham alarak geliştirdikleri özel kumaşla yeni nesil kıyafetler üretmeyi denemektedirler. Bu kumaş, kozalaktaki gibi iki farklı katmana sahiptir. Kumaşın bir tarafı pamuktan, diğer tarafı ise nemi tutan bir yapıdan oluşmaktadır. Bu şekilde üretilecek kıyafetler sayesinde aşırı terlemenin de önüne geçmek mümkün olacaktır.
Biyomimetik olarak da bildiğimiz; doğadaki canlıların taklit edilerek yeni teknolojilerin geliştirilmesidir. Şüphesiz bu, Yüce Allah’ın bizim için sağladığı büyük bir nimet ve kolaylıktır. Rabbimiz’in insanlara sağladığı bu ve bunun gibi nimetler karşısında bizden istediği ise O’na karşı daima şükredici olmamızdır.
“Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.” (İnsan Suresi, 3