A9 TV Canlı Yayın

16 Ağustos 2018 Perşembe

Saniyede 500 Kere Çırpılan Kanatlar


İnsan, kollarını mümkün olan en hızlı şekilde çırpmak istediğinde bunu saniyeler içinde oldukça sınırlı sayıda gerçekleştirebilecektir. Ancak bir sivrisinek, kanatlarını saniyede 500 defa çırpabilecek bir yeteneğe sahiptir. Bu, Allah’ın bu küçük canlıya verdiği üstün bir yetenek, detayda sergilediği bir yaratılış delilidir.Kanatlarını bu hızda çırpabilmek için sivrisineğin çok miktarda oksijene ihtiyacı vardır. Bu nedenle sivrisinek, hemen her hücresine ulaşan özel bir solunum borusuna sahiptir. Bu boru, doğrudan dışarıdaki havaya bağlı olduğundan, hücreler oksijen alışverişini aracı bir madde olmadan yaparlar. Bu özel sistemin sonucu olarak da dakikada binlerce kez kanat çırpan sivrisinek hiç yorulmaz.
Büyüklüğü 1 cm’yi bile bulmayan bir canlıda, saniyede yüzlerce kez çırpacak bir kanat ve bunu mümkün kılacak bir solunum sistemi var etmek Allah’ın hayranlık veren bir sanatıdır. Hiçbir tesadüf, böylesine kompleks bir canlıda, bu mükemmellikte bir mekanizma meydana getirip onu her bir bireyde mükemmel işler hale getiremez. Hiçbir tesadüf, eş zamanlı hareket eden bir çift kanada saniyede 500 kere çırpma imkanı veremez. Bu kusursuz canlının da onun sahip olduğu hayranlık uyandırıcı kanatların da Darwin’in öne sürdüğü gibi tesadüfi aşamalarla meydana gelmesi imkansızdır. Bu eser, Sani (sanatçı) olan Allah’a aittir.
Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allah’ındır. Allah’tan başkasına tapanlar bile, şirk koştukları varlıklara ve güçlere (gerçekte) uymazlar. Onlar yalnızca bir zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminde bulunarak yalan söylemektedirler.’ (Yunus Suresi, 66)Kanatlarını bu hızda çırpabilmek için sivrisineğin çok miktarda oksijene ihtiyacı vardır. Bu nedenle sivrisinek, hemen her hücresine ulaşan özel bir solunum borusuna sahiptir. Bu boru, doğrudan dışarıdaki havaya bağlı olduğundan, hücreler oksijen alışverişini aracı bir madde olmadan yaparlar. Bu özel sistemin sonucu olarak da dakikada binlerce kez kanat çırpan sivrisinek hiç yorulmaz.
Sivrisinek, kanatlarını “saniyede” yaklaşık “500 defa” çırpar. İnsanın kollarıyla oldukça sınırlı sayıda gerçekleştirebildiği bir işlemi, o sadece tek bir saniyede 500 kere gerçekleştirmektedir.
Saniyede 500 kere kesintisiz olarak hareket eden böylesine güçlü bir mekanizma, yapay olarak geliştirilememektedir. Çeşitli malzemeler ile geliştirilen buna benzer bir mekanizma, sürtünmenin şiddetinden kısa bir süre sonra yanacaktır. Ama bir sivrisinek, yaşamı boyunca uçtuğu her saniye, kanatlarını bu sıklıkla çırpmakta ve hiçbir sorun yaşamamaktadır. Dahası, bu üstün nitelikli kanatlar ona, yüksek bir hızda, dilediği yöne, dilediği uzunlukta uçma imkanı verirken, aynı zamanda manevra ve iniş yeteneklerini de en mükemmel şekilde gerçekleştirmesini sağlar.

14 Ağustos 2018 Salı

Hayranlık Uyandırıcı İnsan Gözündeki Mükemmel Detaylar


Elinizdeki kaleme sadece birkaç saniye için bakarken bile gözünüzde yüz milyarlarca işlem gerçekleşir. Gözünüze gelen ışık ışınları korneadan, gözbebeğinden ve ardından da mercekten geçer. Buradaki ışığa duyarlı hücreler, ışığı elektrik sinyallerine çevirir ve sinir uçlarına uyarı olarak gönderir. Retinaya ulaşan görüntü orijinaline göre başaşağı durumda ve ters taraftadır. Ancak beyin bunu yeniden yorumlayarak görüntünün düz olmasını sağlar. Her iki gözden de ayrı ayrı görüntüler, bakılan cisme ait tüm özellikleri toplar. Her iki gözden gelen bu görüntüleri beyin tek bir görüntü halinde birleştirir. Nesnenin biçimini, rengini belirler ve ne kadar uzaklıkta olduğunu saptar. Ve bütün bu işlemler, saniyenin yalnızca onda biri kadarlık kısa bir süre içinde gerçekleşir.
Siz küçük bir noktaya bakarken de, büyük bir gemiyi incelerken de beyninizde aynı işlemler gerçekleşmekte, baktığınız cismin görüntüsü ağ tabakadaki 1 mm’lik noktada oluşmaktadır. Ne elinizdeki kalemin size yakın olduğundan, ne de uzaktaki bir geminin kalemden büyük olduğundan emin olabilirsiniz. Her birinin oluştuğu yerin büyüklüğü aynıdır. Ama baktığınız her şeyde bir mesafe hissi vardır. Siz, neyin ne kadar uzaklıkta olduğunu anlayabilir, önünüzdeki sehpada duran bardağa uzanıp onu almada hiçbir zaman güçlük çekmezsiniz. Göz gibi mükemmel bir organı yaratan Allah, onu insanın hayal gücünü aşan detaylarla donatmış, beynin kusursuz mekanizmasını da “bir nesneyi bulunduğu yerde, tüm detaylarıyla görebilmek için” vesile kılmıştır. Yeryüzündeki tüm insanların sahip olduğu olağanüstü komplekslikteki gözler, Allah’ın üstün birer eseridirler.
Yeryüzündeki hiçbir teknoloji gözün başardığı işlemleri başaramamıştır. Bu mükemmel organın sırlarını anlayabilme çalışmaları sürekli olarak devam etmekte, bize nasıl renkli bir dünya sunduğu anlaşılmaya çalışılmaktadır. Elbette ne birkaç santimetre büyüklüğündeki gözün, ne de görüntünün oluştuğu milimetrelik bölgenin tek başlarına insan için renkli bir dünya oluşturabilme güçleri olamaz. Dışarıda var olan maddeyi gören ve beyinde yeniden yorumlayan ruhtur. İnsana Kendi ruhundan üfleyerek görme, algılama, hissedip yorumlama gibi yetenekler veren ve bütün bunları olağanüstü sebeplere bağımlı kılan Kadir olan Allah’tır. Yaratılan görüntü de, onu gören hayranlık uyandırıcı gözler ve buna bağlı sayısız sistem de Allah dilediği için vardırlar ve O’nun dilemesiyle yaratılmışlardır.

13 Ağustos 2018 Pazartesi

Mucizevi Şekilde Yenilenen Beden


İnsan hiçbir yeni günde, eski bedeninin aynısına sahip değildir. Vücuttaki hücrelerin bir kısmı yenilenmiştir. İnsanın “benim bedenim” diyerek sahiplendiği bedenini oluşturan hücrelerin bir kısmı ölmüştür. “Benim” diyen şey ruhtur, bedenin kendisi değişmektedir.Bu bilimsel bir gerçektir. İnsan vücudunu oluşturan dokular sürekli yenilenir. Bunu sağlamak için vücutta her dakika 200 milyon hücre doğar ve ölmüş hücrelerle yer değiştirir. Bu mükemmel olayın denetimi ise, Allah’ın dilemesiyle, troksin denilen tek bir hormona verilmiştir.
Troksin hormonu bedeni denetler, ömrünü tamamlayan hücreleri belirler ve buna göre yeni bir üretim yapılması emrini ilgili birimlere iletir. Bedenin yenilenmesi asıl olarak bu hormonun faaliyetine bağlıdır. Eğer troksin hormonu, eksilen hücrelerin sayısını hesaplayamasa ve ihtiyaçtan daha fazla veya daha az üretim yapsa, bedende oldukça karmaşık bir durum oluşur. Hücreler yeterli sayıda yenilenmediği için dış görünümde yaşlanma meydana gelirken, organlar işlevini yapamayacak hale gelecektir. Fazla üretim sonucunda ise, kontrolsüz büyüyen organlar ve oluşan tümörler, kısa sürede ölüme sebebiyet verebilir.
Böylesine tehlikeli riskleri olan bir üretimin, evrimcilerin iddia ettiği gibi sözde bilinçsiz şekilde hareket eden ve tesadüfen işlev gören tek bir hormonun kontrolünde olması mantıklı mıdır? Yine evrimcilerin iddia ettiği gibi tesadüfen oluşmuş (ki bu imkansızdır) ve tamamen şuursuz hareket eden tek bir hormonun vücutta ne kadar hücrenin ölmüş olduğunu hesaplayabilmesi, meydana gelen eksikliğe uygun olarak yeni bir üretim yapması mümkün müdür?
Bir hormonun tesadüfen meydana gelerek ve kendi kendine kararlar vererek vücuttaki bir üretimi yönlendirmesi elbette mümkün değildir. İnsan, bedenindeki mükemmel dengenin, tesadüfen oluşmuş, rastgele hareket eden tek bir hormona ait olduğunu zannederse, yaşamını büyük endişelerle geçirmek zorunda kalır. (Zaten tesadüfen bir hormonun meydana gelebilmesi de, tesadüfi müdahalelerle bir insan bedeninin canlı kalabilmesi de mümkün değildir. Darwin’in öne sürdüğü tesadüfi aşamalar, tek bir bakteri hücresinin tek bir proteininin oluşumunu bile açıklayamamaktadır.) Bir insan bedeninde, tek bir rastgele olaya bile izin vermeyecek kadar kompleks ve detaylı sistemler vardır. Bütün bu sistemlerin Yaratıcısı, onları her an kontrolü altında tutan, yerde ve gökte olan her şeyin hakimi olan Allah’tır.

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)