A9 TV Canlı Yayın

30 Haziran 2010 Çarşamba

Böceklere Özgü Yön Tayin Sistemi: HALTERE


Doğadaki mükemmel yapılar, Rabbimiz’in sonsuz ilminden bize bahşettiği çok büyük nimetlerdir. Doğada var olan kompleks sistemler, bilim adamlarının bilgisinin ve aklının çok üstündedir ve birçok probleme, benzersiz çözümler sunmaktadırlar. Bu yüzden bilim adamları, yıllarca uğraşarak çözüm getiremedikleri pek çok konuda doğadaki yapıların yardımına başvurmaktadırlar. Bu yapıları taklit etmek ve örnek almak insanoğlunu sürekli iyiye ve doğruya yöneltmektedir.

Hayvanların her biri, insanları hayrete düşüren birçok yaratılış özelliklerine sahiptir. Kimileri suda hareket etmelerini sağlayan en ideal şekle (hidrodinamik) sahipken, kimileri de bizim için oldukça yabancı olan duyuları kullanırlar. Bunların birçoğu insanların henüz yeni keşfettikleri özelliklerdir. Bilim adamları her geçen gün doğada keşfettikleri bu benzersiz yapılar ve sistemler karşısında hayrete düşmekte ve bunları insanlık yararına yeni teknolojiler üretmek için kullanmaktadırlar. Haltere denilen böceklerdeki yön tayin sistemi de bunlardan biridir.

Jiroskop: Teknolojik Araçların Yön Tayin Sistemi

Fransız fizikçi Leon Foucault tarafından 1852 yılında, dünyanın belli bir eksen etrafında döndüğünü ispatlamak için tasarlanan jiroskoplar, günümüzde uzay gemileri, modern arabalar, füzeler, uçaklar, gemiler, uydular gibi gelişmiş teknolojik araçların yönünü tayin etmekte ve korumada kullanılmaktadırlar. Rotor denen dönen bir çember ve destek sisteminden oluşan jiroskoplar, rotorun ekseninin serbest şekilde dönebilmesi için hareketli çemberlere bağlıdır. Rotor bir defa döndürüldüğünde, dönme yönünü değiştirmeye karşı direnç gösterirler. Böylece jiroskobun bulunduğu ortamın yönü değişse bile çemberin dönme ekseninin yönü değişmez. Jiroskoplar, bu özellikleri ile hareketli araçların ayrılmaz parçaları haline gelmişlerdir.

Bu teknolojik aletler, Newton fiziğinin incelikli özellikleri kullanılarak son derece zekice tasarlanmışlardır. Böyle bir aletin bir amaca yönelik olarak kullanılabilmesi için pek çok küçük parçanın dahiyane bir biçimde bir araya getirilmesi gerekmektedir. Ancak bilim adamlarının 19. yüzyılda bulduğu bu alet, yüz milyonlarca yıldan beri böcekler tarafından kullanılmaktadır.

Haltereler: Böceklerin Yön Belirleme Organları

Yüce Allah'ın böceklerin yönlerini bulmak için yarattığı biyolojik jiroskobun adı “haltere”dir. İnce bir çubuk ve ucundaki top şeklindeki yapıdan oluşan haltereler, tıpkı jiroskoplar gibi dönen çember şeklinde çalışırlar. Böcek, uçarken yönünü değiştirdiği zaman haltere tıpkı jiroskop gibi yön tayinini yapmak için titreşim düzlemini korumaya çalışır. Bu sırada bir kuvvet meydana gelir. Bu kuvvet halterenin vücuda bağlandığı yerde mekanik reseptörler tarafından algılanır. Bu bilgi, hayvanın beynine gönderilerek denge ve yön tayini yapılmış olur.

Böcek için hayati öneme sahip olan haltere, böceğin görüşü tamamen kapatılsa bile hayvanın yine de kolay bir biçimde yönünü bulmasını sağlar. Ancak halterenin çalışmasının engellendiği durumlarda hayvan hızlı bir şekilde yere çakılmıştır. (W.C. Wu, R.J. Wood and R.S. Fearing, “Halteres for the micromechanical flying insect,” In Proc. IEEE Int'l Conf. Robot. Automat., Washington, DC, May 2002)

Bu durum evrim teorisi için tam bir açmazdır. Çünkü uçmak için sadece kanatların olması yeterli değildir. Aynı zamanda yön tayinine yarayan ve böceğin uçuş sırasında dengede kalmasını sağlayan halterelere gereksinim vardır. Bu durum evrimcilerin iddia ettiği gibi canlının aşama aşama gelişemeyeceğini bir kez daha kanıtlamıştır. Çünkü bu durumda uçamayan veya haltere sistemi olmayan böceklerin evrimcilerin ileri sürdüğü teoriye göre elenmesi gerekirdi. Ancak bu durum asla gerçekleşmez. Çünkü Allah, böcekleri jiroskop sistemine sahip haltereleri ve kanatları ile birlikte eksiksiz olarak yaratmıştır. Rabbimiz bu durumu bir Kuran ayetinde şöyle bildirir:

"O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir..." (Haşr Suresi, 24)

Doğadaki canlıların bu muhteşem yaratılışlarının kabul edilmesi ile birlikte, kuşkusuz evrimciler yeni bir hayal kırıklığı, yeni bir umutsuzluk yaşamışlardır. Çünkü evrimcilerin, canlıların zaman içerisinde basitten komplekse doğru bir gelişim içinde oldukları ve bu canlılardaki yapının da tesadüf eseri oluştuğu yönündeki bilim dışı iddialarının geçersizliği bir kez daha ispatlanmıştır. Alemlerin Hakimi olan Allah, canlılarda eşi benzeri olmayan eksiksiz sistemler var edendir.

Yüce Allah, böcekleri kusursuz özelliklerle yaratmıştır. Böcekler hassas antenleri, haberleşmek için kullandıkları kimyasalları, bir robot gibi kullandıkları vücutları, her koşulda yaşamalarını sağlayan dayanıklı yapıları, savunma ve saldırı amaçlı kullandıkları zehirleri, diğer canlılarla girdikleri ortak yaşam şekilleri, metamorfoz, avlanma ve kamuflaj taktikleri gibi sayısız özelliğe sahiptirler. Böceklerin bu hayranlık uyandıran mucizevi özelliklerinden biri de yön tayin sistemleridir.

Haltere Tipinde Tasarlanan Yeni Jiroskoplar:

Bilim Adamları Haltereleri Taklit Ederek Yeni Jiroskoplar Tasarlıyorlar

Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacılar, Uçan Mekanik Böcek (MFI) adını verdikleri ve böceklerin uçuş sistemini taklit ederek hazırladıkları projede yeni tip jiroskobun çok daha az güç tükettiğini, çok daha keskin manevralarda başarıyla kullanıldığını ve kanat çırpmalar neticesinde oluşan salınımlara karşı çok daha kararlı olduğunu ortaya koymuşlardır.

Yön Tayin Sistemi Olan Canlılara Örnekler:

Çöl Karıncaları

Yön bulabilmek için pusulaya, bir de haritaya ihtiyaç vardır. Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Tunus'un Akdeniz kıyısındaki Mahore yakınlarında yaşayan siyah çöl karıncası, sabah güneşinin yükselmesiyle 70 dereceye kadar yükselen çöl kumunun sıcağında, yuvasından ısıya kendisi kadar dayanıklı olmayan başka böceklerin ölülerini aramak için çıkar. Bu uzun bacaklı çöl yaratığı istediğinde saniyede 1 metre yol kat edebilir. Çöl karıncası yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolambaçlı bir yol izler.

Ama bu zikzakların bütün karmaşıklığına rağmen, yiyeceğini bulduğunda, hemen yuvasına doğru düz bir çizgi izleyerek yola koyulur. Çöl gibi bir arazide yön belirlemeye yarayan işaretlerin azlığı düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Araştırmalar, karıncaların gökyüzünü bir pusula gibi kullandığını ve görme duyularının özellikle güneşin polarize ışığına duyarlı olduğunu göstermiştir.

Kum Akrepleri

Çölde yaşayan kum akreplerinin gözleri hemen hemen hiç görmez. Buna karşın her bir ayağının ucunda bulunan ve "milimetrenin milyonda birinden daha küçük titreşimlere" yol açan hareketleri bile tespit eden algılayıcıları sayesinde avlarını kovalayabilir ya da düşmanlarından kaçabilirler.

Kelebek konması gibi, akrebin yakınındaki en ufak bir hareket kumda titreşim dalgası oluşturur. Her iki dalganın yayılma hızları farklıdır. Akrep bu iki dalganın kendisine ulaşma süreleri arasındaki farktan ava olan mesafesini belirler. Avdan yayılan düşük hızlı dalganın, akrebin ava en yakın algılayıcısı ile en uzaktaki algılayıcısına ulaşmasından da avın hangi tarafta olduğu tam olarak belirlenir. Hatta bu son iki sinyal akrebin tam bir hesaplama yapabilmesi için biraz geciktirilir. Ancak bu geciktirme süresi bile göz açıp kapama süresinden bile kısadır. Nitekim iki sinyal arasındaki fark saniyenin beş yüzde biri kadar ise akrep saldırı için bir an bile beklemez. Akrebin bir saniyede yüzlerce defa tespit ve hesaplama yapan alıcıları adeta bir bilgisayar ağı gibi işler. (Bilim ve Teknik Dergisi, Mayıs 1995, Sayı:330, s.69)

Böceklerin Mükemmel Uçuş Sistemleri

Böceklerin farklı uçma sistemleri de Yüce Rabbimiz’in muhteşem yaratma sanatının örneklerindendir.

Kral kelebeği, Kuzey Amerika'dan Orta Amerika'nın içlerine kadar uçabilir. Sinekler ve yusufçuklar ise havada asılı durabilirler.

Böceklerin kanatları da farklı yaratılış özelliklerine sahiptir. Kimi böceklerde iki, kimilerinde dört kanat vardır.

Bazı böceklerin kanatları içeri katlanır ve üzerinde koruyucu bir kabuk vardır; bazıları zar kanatlı, kelebek gibi böcekler ise pul kanatlıdır. Her kanat türü kendi içinde ayrı bir mükemmellik sergilemektedir.

Böceklerin kanat eklemi, mükemmel esneme özellikleri olan resilin adlı özel bir proteinden oluşmuştur. Hem doğal hem de suni kauçuktan çok daha üstün özellikleri bulunan bu madde, laboratuarlarda kimya mühendislerince üretilmeye çalışılmaktadır.

Resilin, esneme-bükülme yoluyla üzerine yüklenen tüm enerjiyi depolayan ve üzerine etki eden kuvvet kaldırıldığında bu enerjiyi tümüyle geri verebilen bir maddedir. Bu açıdan bakıldığında resilinin verimi % 96 gibi çok yüksek bir değere ulaşmaktadır. Bu sayede kanadın yukarı kaldırılması sırasında harcanan enerjinin yaklaşık % 85'i depolanmakta ve aşağı kanat hareketinde bu enerji yeniden kullanılmaktadır.

Göğüs duvarları ve kaslar da, enerji birikimine imkan tanıyacak özel bir yapıda yaratılmıştır. Bu sayede ortaya inanılmaz bir enerji çıkar ve kanatların saniyede 200 (balarısı) hatta 1000 (tatarcık) kere titremesini sağlar.